Arabic

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ حُصَيْنٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏ "‏ عُرِضَتْ عَلَىَّ الأُمَمُ ‏"‏ ‏.‏ ثُمَّ ذَكَرَ بَاقِيَ الْحَدِيثِ نَحْوَ حَدِيثِ هُشَيْمٍ وَلَمْ يَذْكُرْ أَوَّلَ حَدِيثِهِ ‏.‏
حدثنا ابو بكر بن ابي شيبة، حدثنا محمد بن فضيل، عن حصين، عن سعيد بن جبير، حدثنا ابن عباس، قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم " عرضت على الامم " . ثم ذكر باقي الحديث نحو حديث هشيم ولم يذكر اول حديثه

Bengali

আবূ বাকর ইবনু আবূ শাইবাহ (রহঃ) ..... ইবনু আব্বাস (রাযিঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম বলেছেনঃ স্বপ্নে আমার সামনে সকল উম্মতকে পেশ করা হয় ..... এভাবে বর্ণনাকারী হুসায়ন বর্ণিত হাদীসের অনুরূপই বর্ণনা করেন। কিন্তু হাদীসটির প্রথমাংশ উল্লেখ করেনি। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ৪২১, ইসলামিক সেন্টারঃ)

English

Ibn 'Abbas reported:The Messenger of Allah (ﷺ) said: Peoples would be presented to me (on the Day of Resurrection), and then the remaining part of the hadith was narrated like the one transmitted by Hushaim, but he made no mention of the first portion

French

Indonesian

Russian

(…) Сообщается со слов Ибн ‘Аббаса, что Посланник Аллаха ﷺ сказал: «Мне были показаны общины…». Затем он рассказал оставшуюся часть хадиса, подобно предыдущему, но без упоминания его начала

Tamil

இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்கள் வாயிலாக வரும் மேற்கண்ட ஹதீஸ் மற்றோர் அறிவிப்பாளர் தொடர் வழியாகவும் வந்துள்ளது. "எனக்குப் பல சமுதாயத்தார் எடுத்துக் காட்டப்பட்டனர்" என்று அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் கூறினார்கள் என இந்த அறிவிப்பு தொடங்குகிறது. அறிவிப்பாளர் ஹுஸைன் (ரஹ்) அவர்கள் ஆரம்பத்தில் குறிப்பிட்டுள்ள தகவல் இடம்பெறவில்லை. அத்தியாயம் :

Turkish

Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Fudayl. Husayn'dan, o da Sa'id b. Cübeyr'den naklen rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Abbas rivayet etti. (Dediki): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bana bütün ümmetler gösterildi. » buyurdular sonra hadisin geri kalan kısmını Hüseyim hadisi gibi rivayet etti. Yalnız Hüşeym hadisinin baş tarafını zikretmedi. DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhâri «Kitabu'l Merdâ'vet-Tıb» ile «Ehadisü'l Enbiya» ve «Kitabur' Rikak» da Tirmizi : «Kitabu'z-Zuhd» de Nesai 'de «Kitabu't-Tib» da tahric etmişlerdir. Husayn b. Abdirrahman'ın «namazda filân değildim. Lâkin beni akrep sokmuştu» demesi kendisinin ibadette bulunduğunu zannetmesinler yani yapmadığı bir şey'i yaptı zannederek başkasına o suretle anlatmasınlar diyedir. Rukye: Hasta okumaktır. Hadisdeki «ayn» dan murad da nazar olmaktır. Bazı insanların gözlerinin başkalarına dokunduğu dinen hak olduğu gibi bugün tıbben de kabul edilmiştir. Hume: Akrep ve yılan gibi hayvanların zehiri ve o zehirin tevlid ettiği şiddet ve hararettir. «Nazarla zehirli hayvan sokmasından başka hiç bir şeyde Rukiye yoktur.» cümlesi hakkında Hattabî şunları söylemiştir: «Bu hadisin mânası nazar olana ve zehirli hayvan sokana okumaktan daha şifâ bahş ve daha evlâ hiç bir deva yoktur, demektir. Çünkü bunların zararı pek şiddetlidir. Yoksa hastalara okunmaz demek değildir. Filvaki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hem okumuş hemde okumayı emretmiştir. Hastaya Kur'an ve esmaullâh okumak mubahtır. Okumanın mekruh olanı arapçadan başka bir dille yapılandır. Çünkü bu ya küfüre varır yahut içine şirk karışan sözlerden ibaret olur. Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem/in kerih gördüğü hasta okuma cahiliyet devrinde Arapların yaptığı muskacılık (nüsha) dır. Onlar bunun hastalıkları gidereceğine inanır ve cinlerin yardımı ile yapıldığını söylerlerdi.» İbni Esir diyor ki: «Hadislerin bazısında hasta okumanın caiz olduğu diğer bazılarında ise; bundan nehyedildiği görülmektedir; ve her iki hususa aid bir çok hadisler vardır. Bunların araları şöyle bulunur: mekruh olan okuma Arapçadan başka bir lisanla ve Allah Teâlâ'nın isimlerini, sıfatlarını, semadan indirdiği kitaplarındaki kelâmını zikretmeksizin yapılacak okumanın mutlaka fayda vereceğine i'tikad ve itimad edilendir. Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in : «Okunan kimse tevekkül etmiş sayılmaz.» buyurmasının mânası da budur. Ama Kur'an-ı Kerim ve esmâ-ı ilâhiyeyi okumak suretiyle yapılan rukye mekruh değildir...» «Hem onlarla birlikte cennete hesapsız, azapsız girecek yetmiş bin kişi (daha) var...» ifadesinden murad şüphesiz ki yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ümmetidir. Yalnız cümlenin takdiri hususunda iki ihtimal vardır. 1- Bu yetmişbin kişi ufukta gösterilenlerden başkadır. 2- Yetmişbin kişi ona gösterilenler cümlesindendir. Nitekim Buhârî'nin rivayeti de bu ihtimali teyid etmektedir. Hadis-i şerif : Şer'-i bir delilin üzerinde münazara ve münakaşa yapmanın mubah olduğuna; delildir

Urdu

حصین بن عبد الرحمن سے ( ہشیم کے بجائے ) محمد بن فضیل نے سعید بن جبیر کے حوالے سے حدیث سنائی ، انہوں نےکہا : ہمیں حضرت ابن عباس ‌رضی ‌اللہ ‌عنہ ‌ ‌ نےحدیث سنائی کہ رسو ل اللہ ﷺ نے فرمایا : ’’میرےسامنے تمام امتیں پیش کی گئیں ..... ‘ ‘ پھر حدیث کا باقی حصہ ہشیم کی طرح بیان کیا اور ابتدائی حصے ( حصین کےواقعے ) کا ذکر نہیں کیا ۔