Arabic

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ، بِهَذَا الإِسْنَادِ وَزَادَ ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ ‏{‏ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ‏}‏
حدثنا ابو بكر بن ابي شيبة، حدثنا يزيد بن هارون، عن حماد بن سلمة، بهذا الاسناد وزاد ثم تلا هذه الاية { للذين احسنوا الحسنى وزيادة}

Bengali

আবূ বাকর ইবনু আবূ শাইবাহ (রহঃ) ..... হাম্মাদ ইবনু সালামাহ্ (রাযিঃ) এর সূত্রে অনুরূপ বর্ণনা করেছেন। তবে এতে তিনি আরো বলেন, তারপর রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম এ আয়াত তিলাওয়াত করেনঃ "যারা ভাল আমল করে তাদের জন্য আছে কল্যাণ (জান্নাত) এবং আরো অধিক কিছু (আল্লাহর দর্শন)" (সূরাহ ইউনুস ১০ঃ ২৬)। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ৩৪৭ ইসলামিক সেন্টারঃ)

English

Hammad b. Salama narrated it on the same authority and added:He then recited the verse:" Those who do good will have the best reward and even more" (x)

French

Indonesian

Russian

(…) В этой версии хадиса с другим иснадом он добавил: «…затем он прочитал этот аят “Тем, которые творили добро, уготовано Наилучшее и добавка” (сура «Юнус», аят 26)»

Tamil

Turkish

Bunu bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize Yezid b. Harun, Hammad b. Seleme'den bu isnad ile tahdis etti ve şunu ekledi: Sonra da şu: "İhsan da bulunanlara el-Hüsna ve daha fazlası vardır." (Yunus, 26) ayetini okudu. Tahric bilgisi 448 ile aynı. DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hadis-i Şerif bütün tarikleriyle mu'minlerin cennet'te Allah Tealayı göreceklerine delâlet etmektedir. Geçen bâblardada izah ettiğimiz gibi Allah Teâlâ'yı görmek bütün ehl-i sünnet imamlarına göre aklen caizdir. mu'minlerin cennette onu göreceklerine dair icma-i ümmet vardır. Vakıa ehl-i bid'attan Mu'tezile ile Hariciler ve Mürcie taifesinin bazıları Allah Teâlâ'yi mahlukâtından hiç biri göremez onu görmek aklen imkânsızdır, demişlerse de bu kavil hem sarih bir hata, hemde kabih bir cehildir. Zaten İcma-i ümmetten sonra ortaya atılmış bir bid'attır. Âhirette mu'minlerin Allah'ı göreceği, kitap, sünnet ve icma-ı ümmetle sabittir. Eshab-ı kiram ile onlardan sonra gelen selef-i salihin bu hususta icma' etmişlerdir. Ehl-i bid'atın esassız iddialarına ehl-i sünnet ulemâsının verdiği cevaplar meşhurdur, bunlar kelâm kitaplarında görülebilir. Yine geçen bâblarda görmüştük ki; dünya gözü ile Allah Tealayı görmenin mümkün olup olmadığı ehl-i sünnet ulemâsı arasında ihtilaflıdır. Mümkündür diyenler olduğu gibi; değildir diyenlerde olmuştur. Hatta Selef ve halefin kelâm ulemâsına göre; Teâlâ Hazretleri dünya gözü ile görülemez. İmam-ı Kuşeyri meşhur Risalesinde imam Ebu'l-Hasen el-Eşarî 'den iki kavil rivayet eder. Onların birine göre Allah Tealayı dünyada görmek caiz diğerine göre caiz değildir. Nasr b. Alî hadisi müteşabihattandır. Yani, mânasını bu dünyada anlamak imkânsızdır. Çünkü Hadis-i Şerifte geçen ridâ ve kibriya lâfızları bizim, bildiğimiz örtü, âbâ, azamet ve büyüklenme mânalarına değildir. Kurtubî «Azamet ve kibriya elbise cinsinden değildir. Bunlar mecazdır. Münasebet şudur ki; abâ ile gömlek nasıl insana mahsus ve bu bâbta ona müşarik yoksa azamet, kibriya da Allah Tealaya mahsustur. Bu hususta ona ortak olan yoktur.» diyor. Müteşabih âyet ve hadisler hakkında söz etmekten çekinen selef-i saHhin: «Bunların te'vilini ancak Allah' bilir» deyip geçerler te'vil eden ulemâ ise; buradaki veehden murâd Allah'ın zâtından, ridâ da azametinden kinayedir derler

Urdu

(عبد الرحمن بن مہدی کےبجائے ) یزید بن ہارون نے حماد بن سلمہ سے اسی سند کے ساتھ حدیث بیان کی ۔ اس میں یہ اضافہ ہے : پھر آپ نے یہ آیت پڑھی : ﴿لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ ﴾ ’’جن لوگوں نے بھلائی کی ان کے لیے خوبصورت ( جزا ) اور مزید ( دیدار الہٰی ) ہے ۔ ‘ ‘