Arabic
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، ح وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، وَعَلِيُّ بْنُ خَشْرَمٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، جَمِيعًا عَنِ الأَعْمَشِ، بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالاَ " وَشَقَّ وَدَعَا " .
وحدثنا عثمان بن ابي شيبة، حدثنا جرير، ح وحدثنا اسحاق بن ابراهيم، وعلي بن خشرم، قالا حدثنا عيسى بن يونس، جميعا عن الاعمش، بهذا الاسناد وقالا " وشق ودعا
Bengali
উসমান ইবনু আবূ শাইবাহ, ইসহাক ইবনু ইবরাহীম এবং আলী ইবনু খাশরাম (রহঃ) .... আমাশ (রহঃ) এর সূত্রে উপরোক্ত সনদে হাদীসটি বর্ণনা করেছেন। তারা وَشَقَّ وَدَعَا বলেছেন। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ১৮৮, ইসলামিক সেন্টারঃ)
English
This hadith has been narrated by A'mash with the same chain of narrators and the transmitters said:He tore and called
French
Indonesian
Russian
(…) В этой версии (предыдущего хадиса сообщается, что Пророк сказал): «…и разрывающие и взывающие…»
Tamil
Turkish
Bize Osman b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Cerir tahdis etti. Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem de tahdis edip dediler ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi. Hepsi A'meş'den bu isnad ile hadisi rivayet ettiler ve: "(Yakaları) yaran ve (cahiliye davasını) güden" dediler. DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hadis muttefekun aleyhdir. Buhârî onu «Kitâbü'l-Cenâiz» ile «Kitâbü'l-Menâkib» da, Tirmizi Nesâî ve İbni Mâce'de «Kitâbü'l-Cenâiz» de tahric etmişlerdir. «Bizden değildir» cümlesinden muradın: Bizim yolumuzda değildir demek olduğunu az yukarıda görmüştük. Çünkü ehl-i sünnete göre günah işlemek bir mu'mini dinden çıkarmaz. Günahın helâl olduğuna i'tikad ederse dinden çıkar. Kirmanı diyor ki: «Bu cümle tağliz içindir. Ancak «cahiliyet dâ'veti» haramı helâl i'tikad etmek ve Allah'ın kazasına teslim olmamak gibi küfrü mucib bir şeyle tefsir olunursa o zaman bu nefi hakikat olur.» Cahlliyetden murad: İslâmdan evvelki fetred devridir. Cahiîiyet da'veti: harb için yardıma çağırmaktır. «Cahiliyyet devrinde araplar harbedecek olurlarsa bütün kabileleri dolaşır ve: «Ey filân oğulları!» diye bağırarak onları harbe da'vet ederlerdi. Kabile —zâlim bile olsa — yardım ederlerdi. İslâmiyet bu âdeti yıkmıştır. Hz. Câbir (Radiyallahu anh) 'dan rivayet edilen bir hadise göre bir zât şaka ederek ensardan birine dokunmuş. Ensari buna fena halde içerleyerek kavga etmişler ve Ensarî; «Yetişin ey Ensar!» muhacirde: «Yetişin ey muhacirler» diye harb da'vetinde bulunmuşlar. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanlarına çıkarak : «Bu câhiliyet da'veti ne oluyor?» demiş, sonra kavgalarının sebebini soruşturmuş; muhacirin şakadan dokunması olduğunu anlayınca: «Bırakın onu! Çünkü o çirkin bir şeydir...» buyurmuştur. Kaadî Iyaz'a göre cahiliyet da'veti: Yas ederek ağlamak, ölünün iyiliklerini sayarak ağlamak gibi şeylerdir. Başına bir belâ gelince yanaklarına vurmak, yakalarım yırtmak, yüzünü tırmalamak, vay helakim, vay başıma gelenler... gibi feryadlarda bulunmak câhiiiyet âdetlerindendir. Hadisde yanakların zikredilmesi ekseriyetle onlara vurulduğu içindir. Yoksa vücudun sair yerlerine vurmak da aynı hükümdedir; ve hepsi haramdır. Bu hadisde üç şey zikredilmiş ve bunlar birbirlerine (yahud) ma'nasına gelen «ev» edâtiyle atfolunmuşlardır. Binaenaleyh nefi bunların ayrı ayrı her biri ile hasıl olacak demektir. Vakıa rivayetlerin bâzısında «ev» yerine atıf harflerinden «ve» kullanılmıştır. Bu edat mutlak surette cemi' için olup tertibe filân delâlet etmezse de burada o, «ev ma'nasında kullanılmıştır .Zira bir hadisin iki rivayetinden biri «ev» diğeri «ve» ile gelirse «ve= ye de «ev» manası verilir
Urdu
جریر او رعیسیٰ نے اعمش سے اسی ( سابقہ ) سند کے ساتھ روایت کی اور دونوں نے کہا : ’’ اور گریبان چاک کیا اور پکارا ۔ ‘ ‘