Arabic

حَدَّثَنِي حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ، قَالَ حَدَّثَنِي عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ، أَنَّ أَبَاهُ، حَدَّثَهُ عَنِ ابْنِ عُمَرَ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ شُعْبَةَ عَنْ وَاقِدٍ ‏.‏
حدثني حرملة بن يحيى، اخبرنا عبد الله بن وهب، قال حدثني عمر بن محمد، ان اباه، حدثه عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم بمثل حديث شعبة عن واقد

Bengali

হারমালাহ ইবনু ইয়াহইয়া (রহঃ) ..... ইবনু উমর (রাযিঃ) এর সূত্রে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়া সাল্লাম থেকে ওয়াকিদ এর সূত্রে শু'বার বর্ণিত হাদীসের অনুরূপ বর্ণনা করেছেন। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ১৩০, ইসলামিক সেন্টারঃ)

English

Harmala b. Yahya, Abdullah b. Wahb, Umar b. Muhammad, Ibn Umar narrated like the hadith reported by Shu'ba on the authority of Waqid

French

Indonesian

Russian

(…) Сообщается, что Ибн ‘Умар передал от Пророка ﷺ хадис, подобный предыдущему

Tamil

Turkish

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. Dedi ki: Bana Ömer b. Muhammed'in rivayetine göre babası kendisine (Abdullah) İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmiş olmak üzere Şu'be'nin Vakıd'dan rivayet ettiği hadisin mislini rivayet etmiş. NEVEVİ ŞERHİ: (220, 221, 222 ve 223 numaralı hadisler için) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Selleml'in: "Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak gerisin geri dönmeyin" buyruğu yedi şekilde açıklanmıştır: 1- Bundan kasıt haksız yere öldürmeyi helal kabul eden kişi hakkında küfürdür. 2- Maksat nimetin ve İslam'ın hakkının inkarıdır. 3- Böyle bir günah küfre yakınlaştırır ve oraya kadar ulaştırır. 4- Bu iş kafirlerin işine benzer. 5- Maksat gerçek manasıyla küfürdür. Yani benden sonra kafir olmayın, Müslüman kalmaya devam edin, demektir. 6- Hattabi ve başkalarının naklettiğine göre kafirlerden maksat, silahlanarak tekeffür edenler {örtünenler)dir çünkü kişi silahını giyindiği vakit "adam silahıyla tekeffür etti" denilir. Ezheri, Tehzibu'l-luga adlı eserinde silah giyinip kuşanmış kimseye de kafir denilir, demiştir. 7- Hattabi'nin dediğine göre manası: Birbirinize kafir diyerek birbiriniz ile savaşmayı helal görmeyin. 8- En güçlü görüş dördüncüsüdür. Kadı Iyaz (rahimehullah)'ın tercih ettiği açıklama da odur. Rivayette "( '-:-' ~): Vurarak" anlamındaki lafız be harfi ötreli gelmiştir. Doğrusu da budur. Öncekiler de, sonrakiler de bunu böyle rivayet etmişlerdir. Bu şekildeki bir okuyuş ile burada kasıt doğru olarak anlaşılır. Kadı Iyaz (rahimehullah) ise bazı ilim adamlarının bu kelimeyi be harfini sakin olarak zaptettiklerini nakletmektedir. O der ki: Bu, manaya itibar ederek böyle okunmuştur. Doğrusu ötrelidir. Derim ki: Ebu'l-Beka el-Ukberi de be harfinin cezm edilmesi şart zamirinin takdiren varlığını kabul ederek caizdir. Yani eğer dönerseniz birbirinizin boynunu vurursunuz demek olur. Allah en iyi bilendir. Allah Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra kafir/er olarak gerisin geri dönmeyin" buyruğu hakkında Kadı Iyaz (2/55) şöyle diyor: esSuberi dedi ki: Durduğum bu yerimden ayrıldıktan sonra bu hale gelmeyiniz, demektir. Bu sözleri Veda haccında Mina'da kurban bayramı birinci (nahr) günü söylemişti, ya da benden sonra yani benim arkamdan böyle olmayın. Bu da kendi aranızda benim size verdiğim emirlerden farklı bir şekilde bana halef almayınız. Yahut Allah Rasulü hayatında bu halin gerçekleşmeyeceğinden emin olduğu için ölümünden sonra da bu hale düşmemelerini emretmiştir. Allah Rasulünün "insanlara dinlemelerini söyle" buyruğu bu önemli hususları ve size bildirip, sorumluluklarını yükleyeceğim kuralları dinlemelerini kendilerine emret, demektir. "Veda haccı"na bu ismin veriliş sebebi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu haccında insanlarla vedalaşmış olması, bu hacda verdiği hutbesinde kendilerine dinlerinin emirlerini öğretip, yine bu haccında hazır bulunmayanlara şeriatı tebliğ etmelerini tavsiye etmiş olmasıdır. Bu maksatla: "Sizden hazır bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin" buyurmuştu. Rivayette bu hacca verildiği bilinen isim ha harfi fethalı olarak "Haccetu'l-Veda" şeklindedir. elHerevi ve diğer dilbilginleri ise Araplardan duyulmuş şekliyle çoğul "haclar" kelimesinin tekili ha harfi kesreli olarak "hicce" şeklidir ama kıyas bunun fethalı gelmesidir çünkü bu bir defa haccetmek anlamını ifade eden "merre" ismidir yoksa heyet ismi değildir ki kesreli gelsin. Dilbilginleri der ki: Sema yoluyla kesreli okunması, kıyas yoluyla da fethalı okunması caizdir. "Vah size! -yahut: vay size dedi-" Kadı Iyaz dedi ki: Bunlar Arapların şaşkınlık ve acımak anlamında kullandıkları iki kelimedir. Sibeveyh dedi ki: Veyl (vay) helak olacak bir hale düşen kimse için kullanılan bir kelimedir. "Veyh (vah)" ise merhamet bildiren bir kelimedir. Ondan ayrıca nakledildiğine göre "veyh (vah)" helak olmaya yaklaşmış kimseyi vazgeçirmek, azarlamak için kullanılır demiştir. Başkası da: Bu iki lafızia helak olması için beddua kastedilmez. Aksine ona acımak ve şaşkınlık ifade etmek için kullanılırlar. Ömer b. el-Hattab (r.a.)'dan vah (veyh) şefkat ve merhamet bildiren bir kelimedir dediği nakledilmiştir. (2/56) el-Herevi dedi ki: Veyh, helak olan fakat helak olmayı hak etmeyen kimse için kullanılır. Ona bu lafızia merhamet duygusu dile getirilip, onun için ağıt yakılır. Veyl (vay) kelimesi ise onu hak eden kimse için kullanılır ve ona merhamet edilmez (rahmet ile dua edilmez). Bu baptaki senetleri ele alacak olursak, Ali b. Mudrik'te mim harfi ötreli, dal harfi sakin, re kesrelidir. Ebu Zur'a b. Amr b. Cerir'in adı hususunda meşhur olan bir görüş ayrılığı vardır. Bunu İman kitabının baş taraflarında sözkonusu ettik. Adının Herim, Amr, Abdurrahman, Ubeyd olduğu da söylenmiştir. Senette Vakid b. Muhammed de vardır. Daha önce Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde fe harfi ile "Vafid" adının bulunmadığını belirtmiş idik. Doğruyu en iyi bilen Allah'tır

Urdu

عبد اللہ بن وہب نے کہا : ہمیں عمر بن محمد نے حدیث بیان کی کہ ان کے والد نے انہیں حضرت ابن عمر ‌رضی ‌اللہ ‌عنہ ‌ ‌ کے حوالے سے نبی ﷺ سے اسی طرح حدیث بیان کی جس طرح شعبہ نے واقد سے بیان کی ہے ۔