Arabic
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَابْنُ الْمُثَنَّى، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرٍ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ مَنْصُورٍ، ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الأَعْمَشِ، كِلاَهُمَا عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ .
حدثنا ابو بكر بن ابي شيبة، وابن المثنى، عن محمد بن جعفر، عن شعبة، عن منصور، ح وحدثنا ابن نمير، حدثنا عفان، حدثنا شعبة، عن الاعمش، كلاهما عن ابي وايل، عن عبد الله، عن النبي صلى الله عليه وسلم بمثله
Bengali
আবূ বাকর ইবনু আবূ শাইবাহ ও ইবনু আল মুসান্না এবং ইবনু নুমায়র (রহঃ) ..... আবদুল্লাহ ইবনু মাসউদ এর সূত্রে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম থেকে অবিকল হাদীস বর্ণনা করেছেন। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ১২৬, ইসলামিক সেন্টারঃ)
English
Abu Bakr b. Abu Shaiba narrated a hadith like this from the Apostle (may peace and blessings be upon him) on the authority of Abdullah
French
Indonesian
Russian
(…) Сообщается, что ‘Абдуллах передал от Пророка ﷺ хадис, подобный предыдущему
Tamil
Turkish
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe (2/2a) ve İbnu'l-Müsenna, Muhammed b. Cafer'den tahdis etti. O Şube'den, o Mansur'dan (H) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize Affan tahdis etti. Bize Şube, A'meş'ten, her ikisi de Ebu Vail'den, o Abdullah'tan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den hadisi aynen nakletti. Diğer tahric: Buhari, 6044, 7076; Nesai, 4120, 4122, 4123, 4124; İbn Mace, 69; Tuhfetu'l-Eşraf, 9251,9299 NEVEVİ ŞERHİ: Sözlükte "seb'" sövmek, insanın 1rzı (namusu, şeref ve haysiyeti) hakkında ayıplayıcı şekilde konuşmak demektir. "fısk" da sözlükte dışarı çıkmak anlamındadır. Şer'i bir terim olarak da itaatin dışına çıkmak demektir. Hadisin anlamına gelince (2/53) müslümana haksızca sövmek ümmetin icmaı ile haramdır. Böyle bir işi yapan Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in haber verdiği üzere fasıktır. Onunla haksızca kıtale (çarpışmaya) gelince, hak ehline göre bundan dolayı onu dinden çıkartacak anlamda kafir olmaz. Az önce pek çok yerde açıkladığımız gibi. Ancak bunu helal kabul etmesi hali müstesnadır. Bu iyice anlaşıldığına göre şunu da belirtelim ki, hadisin tevili ile ilgili çeşitli açıklamalar yapılmıştır: 1- Bu hüküm bu işi helal kabul eden kişi hakkındadır. 2- Bundan kasıt iyiliği, nimeti, Müslüman kardeşliğini inkardır. İmanın ink€m anlamındaki küfür değildir. 3- Uğursuzluğu sebebiyle sonunda küfre kadar götürebilir. 4- Böyle bir iş kafirlerin işine benzer. Allah en iyi bilendir. Diğer taraftan kıtal (çarpışmak)den açıkça anlaşılan bildiğimiz çarpışmadır, mukateledir. Kadı Iyaz'ın dediğine göre de bununla şer çıkarmak, itişip kakışmak anlamının kastedilme ihtimali de vardır. Allah en iyi bilendir. Senet ile ilgili söyleneceklere gelince, senette Muhammed b. Bekkar b. er-Reyyan vardır. Oedesinin adı olan Reyyan fethalı ra ve şeddeli ye iledir. Senette geçen Zubeyd, Zubeyd b. Haris el-Yaml' dir. el-Iyamı nispetli olduğu da söylenmiştir. Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde bu isimde başka kimse yoktur. Muvatta'da ise (hattı itibariyle Zubeyd'e benzer) çift ye ile Zuyeyd b. es-Salt vardır. Fasııların sonlarında buna dair açıklama geçmişti. Senette İbn Selemee'nin özkardeşi Ebu Vail de vardır. Senedin baş tarafında Müslim'in "bize Muhammed b. Bekkar ve Avn tahdis edip dediler ki: Bize Muhammed b. Talha tahdis etti. (H) ... Hepsi Zubeyd'den" senedi ne gelince, biz bunu bu şekilde zapt ve kaydettik. Bizim asıl nüshamlZda da ve bazı usullerde de bu şekildedir. Şeyh Ebu Amr b. es-Salah (rahimehullah)'ın itimat ettiği asıllarda ise bu rivayet Muhammed b. Talha ve Şube yolları ile zikredilmiş fakat bu nüshalarda Muhammed b. el-Müsenna'nın el-Mehdi' den, o Süfyan'dan yolu zikredilmemiştir. Bundan dolayı İbnu's-Salah, Muhammed b. Talha ve Şube iki kişi olmakla birlikte Müslim'in "hepsi" ifadesini kabul etmemiştir. Onun bu kabul etmeyişi elindeki asıllara göre doğrudur ama bizim elimizdeki asıllara göre ise kabul edilmeyecek bir taraf yoktur çünkü o iki kişinin üçüncüsü Süfyan olmaktadır. Allah en iyi bilendir
Urdu
منصور اور اعمش دونوں نے ابووائل سے ، انہون نے حضرت عبداللہ بن مسعود رضی اللہ عنہ سے اور انہون نے نبی اکرم ﷺ سے یہی حدیث بیان کی