Arabic

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ سَأَلَتِ امْرَأَةٌ النَّبِيَّ ـ صلى الله عليه وسلم ـ قَالَتْ إِنِّي أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ ‏"‏ لاَ وَلَكِنْ دَعِي قَدْرَ الأَيَّامِ وَاللَّيَالِي الَّتِي كُنْتِ تَحِيضِينَ ‏"‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو بَكْرٍ فِي حَدِيثِهِ ‏"‏ وَقَدْرَهُنَّ مِنَ الشَّهْرِ ثُمَّ اغْتَسِلِي وَاسْتَثْفِرِي بِثَوْبٍ وَصَلِّي ‏"‏ ‏.‏
حدثنا ابو بكر بن ابي شيبة، وعلي بن محمد، قالا حدثنا ابو اسامة، عن عبيد الله بن عمر، عن نافع، عن سليمان بن يسار، عن ام سلمة، قالت سالت امراة النبي صلى الله عليه وسلم قالت اني استحاض فلا اطهر افادع الصلاة قال " لا ولكن دعي قدر الايام والليالي التي كنت تحيضين " . قال ابو بكر في حديثه " وقدرهن من الشهر ثم اغتسلي واستثفري بثوب وصلي

Bengali

। উম্মু সালামাহ (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, এক মহিলা নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম -এর নিকট সমাধান জানতে চেয়ে বলেন, আমার অনবরত রক্তস্রাব হয়, আমি কখনো পবিত্র হই না। আমি কি সালাত ছেড়ে দিবো? তিনি বলেনঃ না, বরং তুমি তোমার হায়িযের মেয়াদে সালাত ত্যাগ করো। আবূ বাকর (রহঃ)-এর রিওয়ায়াতে আছেঃ প্রতি মাসে হায়েযের সমপরিমাণ মেয়াদ নির্ধারণ করো, অতঃপর গোসল করে কাপড়ের পট্টি বেঁধে সালাত পড়ো।

English

It was narrated that Umm Salamah said:"A woman asked the Prophet: 'I bleed continuously and I do not become pure. Should I give up the prayer?' He said: 'No, but leave off praying for the number of days and nights that used to menstruate.'" (One of the narrators) Abu Bakr (Ibn Abu Shaibah) said in this Hadith: "Estimate the number of days in the month, then take a bath and cover your private part with a cloth and perform prayer

Indonesian

Telah menceritakan kepada kami [Abu Bakr bin Abu Syaibah] dan [Ali bin Muhammad] keduanya berkata; telah menceritakan kepada kami [Abu Usamah] dari [Ubaidullah bin Umar] dari [Nafi'] dari [Sulaiman bin Yasar] dari [Ummu Salamah] ia berkata; Seorang wanita bertanya kepada Nabi shallallahu 'alaihi wasallam, ia berkata; "Aku adalah wanita yang keluar darah istihadlah hingga tidak suci, maka apakah aku boleh meninggalkan shalat?" beliau menjawab: "Tidak, namun engkau hanya boleh meninggalkannya pada hari-hari engkau haid." Abu Bakr menyebutkan dalam haditsnya; "dan sesuai kebiasaannya dalam setiap bulan, setelah itu mandi dan sumbatlah dengan kain dan lakukanlah shalat

Turkish

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerinden) Ümmü Seleme (r.anh)'nın rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir kadın. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)*e : Ben, müstahaza bir kadınım. Temizlenemiyorum. (Kanım kesilmiyor.) Ben, namazı bırakayım mı? diye sordu. O : «Hayır. Lakin daha evvel hayız gördüğün günler ve geceler kadar namazı bırak. Sonra guslet ve bir bezle istisfar et ve namaz kıl.» buyurdu. Ravi Ebu Bekir, kendi rivayetinde dedi ki : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «...ve ayın hayız günleri ve geceleri kadar » da buyurdu." Tahric: Bu hadis Tirmizi hariç, Kütüb-i Sitte sahipleri tarafından rivayet edilmiştir. AÇIKLAMA : El-Menhel yazarının beyanına göre Nebi (s.a.v.)'e soru soran kadın Fatime binti Ebi Hubeyş'tir. Nitekim bazı rivayetlerde ismen geçiyor. Yine bazı rivayetlere göre Ümmü Seleme, kadının sorusunu Nebi (s.a.v.)'e iletmiştir. Verilen cevaba göre kadın, müstehaza olmadan önce, kaç gün ve gece hayız kanı görüyorduysa bundan sonraki aylarda hayz süresini eskisi gibi hesaplayacak ve aydan kalan günlerde müstehaza sayılıp namazını kılacaktır. Mesela, müstehaza olmadan önce her ayın başından itibaren bir hafta hayz görüp, ondan sonra gelecek aybaşına kadar temiz kalan kadının bu adeti bozulup, bütün ay kan görürse, her ayın ilk haftası hayız kanı sayılıp namaz kılmayacak, hafta bitince ğusledip namazını kılacak ve kan devam etse bile ibadetini bırakmayacaktır. " Bu hadisi İbn-i Mace'ye Ebu Bekir bin Ebi Şeybe ve Ali bin Muhammed rivayet etmişlerdir. Bunlardan Ali bin Muhammed'in rivayetinde hadisin metni mealen şöyledir: ''Hayır! (Namazını bırakma) Velakin daha önce hayız gördüğün günler ve geceler miktarınca namazı bırak. sonra ğuslet ... LO Ebu Bekir bin Ebi Şeybe'nin rivayetindeki metin arasında bir ziyade vardır. Ona göre metin mealen şöyledir: ''Hayır! (Namazını bırakma) Velakin daha önce hayız gördüğün günler ve geceler miktarınca ve aydan o günler ve geceler miktarınca namazı bırak. Sonra ğuslet...'' Hattabi: 'Müstehazalık illetine tutulmadan önce her ayın belirli günlerinde hayız gören ve sonra adeti bozulup devamlı kan gören kadının hükmü bu hadiste tesbit edilmiştir. Nebi (s.a.v.), bu kadına müstehazalık hastalığına tutulmadan önceki adete göre hayız süresini hesaplamasını ve o günlerde namazını bırakmasını süreyi doldurunca bir defa ğusletmesini ve namazına devamını emretmiştir. Bu kadın oruç ve namaz kılma sorumluluğu, Kabe'yi tavaf etmesi ve eşinin yaklaşması hususunda temiz kadın hükmündedir. Temiz kadından şu farkı vardır: Namaz kılmak istediği zaman her farz için abdest alması gerekir. Çünkü onun abdesti bir zaruret abdestidir. Bu yüzden teyemmüm eden kişi gibi bir abdestle iki farz kılamaz.'" demiştir. Bu kadının müstahaza olmadan önce, bir hayz adetinin bulunduğu ve bu adetini hatırladığı hadisten anlaşılıyor. Kadının mümeyyiz olup olmadığı, yani kanı kuvvetli ve zayıf olmak üzere çeşitli olarak görüp görmediği açıklanmamıştır. Ebu Hanife ve meşhur rivayetine göre Ahmed bin HanbeI, hadisi delil göstererek demişlerdir ki: Müstahaza olmadan önce hayız adeti bulunup bunu hatırlayan kadın müstahaza olunca hayız süresi, eski adetine göre hesaplanır. İster kanını kuvvetli ve zayıf olarak görmekle mümeyyiz olsun, ister kanını hep aynı renkte görüp gayri mümeyyize olsun, farketmez. Çünkü Nebi (s.a.v.), bu kadına mümeyyize olup olmadığını sormamıştır. Bunu sormaması, mümeyyizeliğin neticeyi değiştirmediğine alamettir Malik ve Şafii ise: Eğer kadın mümeyyize değilse (kanı hep aynı vasıfta görüyorsa). hayızı eski adetine göre hesaplanır. Mümeyyize ise, temyizine göre hesaplama yapılır, demişlerdir. İstisfar: Hadiste geçen: ''İstisfar et'' cümlesinin -manasına gelince; İstisfar şuna denir: İçi pamukla doldurulan genişçe bir bez, uyluk kemikleri arasından ve avret mahallinin uzerinden geçirilerek, uçlari yukarıya kaldırılıp kuşak, kemer gibi bir şeyle bağlanır: Böylece kanın dindirilmesine çalışılır. İstisfar, 'Sefr. kelimesinden türemedir. Sefr ise, atın kuyruğunun altından geçirilerek eyere bağlanan kayışa denir . Günümüzde bu iş için kadınların kullandıkları hijyenik pedler var

Urdu

ام المؤمنین ام سلمہ رضی اللہ عنہا کہتی ہیں کہ ایک عورت نے نبی اکرم صلی اللہ علیہ وسلم سے پوچھا: مجھے استحاضہ کا خون آتا ہے، پاک نہیں رہتی ہوں، تو کیا میں نماز چھوڑ دوں؟ آپ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا: نہیں، بلکہ جن دنوں میں تمہیں حیض آتا ہے اتنے دن نماز چھوڑ دو ، ابوبکر بن ابی شیبہ نے اپنی حدیث میں کہا: ہر مہینہ سے بقدر ایام حیض نماز چھوڑ دو، پھر غسل کرو، اور کپڑے کا لنگوٹ باندھ کر نماز ادا کرو ۱؎۔