Arabic
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أُمِّ قَيْسٍ بِنْتِ مِحْصَنٍ، قَالَتْ دَخَلْتُ بِابْنٍ لِي عَلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ لَمْ يَأْكُلِ الطَّعَامَ فَبَالَ عَلَيْهِ فَدَعَا بِمَاءٍ فَرَشَّ عَلَيْهِ .
حدثنا ابو بكر بن ابي شيبة، ومحمد بن الصباح، قالا حدثنا سفيان بن عيينة، عن الزهري، عن عبيد الله بن عبد الله، عن ام قيس بنت محصن، قالت دخلت بابن لي على رسول الله صلى الله عليه وسلم لم ياكل الطعام فبال عليه فدعا بماء فرش عليه
Bengali
। উম্মু ক্বায়স বিনত মিহসান (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি আমার (দুগ্ধপোষ্য) শিশু পুত্রকে নিয়ে রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম এর নিকট গেলাম। সে তখনও শক্ত খাবার ধরেনি। সে তাঁর কোলে পেশাব করে দেয়। তিনি পানি নিয়ে ডাকেন এবং তা তাতে ছিটিয়ে দেন।
English
It was narrated that Umm Qais bint Mihsan said:"I came to the Messenger of Allah with a son of mine who was not yet eating solid food, and he (the baby) urinated on him. He called for water and sprinkled it over (the urine)
Indonesian
Telah menceritakan kepada kami [Abu Bakr bin Abu Syaibah] dan [Muhammad bin Ash Shabbah] keduanya berkata; telah menceritakan kepada kami [Sufyan bin Uyainah] dari [Az Zuhri] dari [Ubaidullah bin Abdullah] dari [Ummu Qais binti Mihshan] ia berkata; "Aku bersama anakku yang belum makan makanan (masih bayi), masuk menemui Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam hingga ia mengencinginya, maka beliau pun minta diambilkan air seraya memercikinya
Turkish
Ümmü Kays binti Mihsan (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: «Ben, henüz yemek yemeyen bir oğlumu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzuruna çıkardım. Çocuk, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'in elbisesine işedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) su isteyerek işenen yere su serpti.» Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Tahavi ve Darimi AÇIKLAMA : Buhari ve Ebu Davud'un rivayetlerinde hadis metninin sonunda: ''....Ve işenen yeri yıkamadı...'' cümlesi vardı. Ayrıca, yine Buhari, Müslim ve Ebu Davud'un rivayetinden Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Ümmü Kays'ın oğlunu kucağında oturttuğu ve kucağında işediği anlaşılmaktadır. Bu hadis de henüz yemek yemeyen erkek çocuğun işediği yeri temizlemek için su serpmenin kafi olduğuna ve yıkamaya gerek olmadığına delalet eder. Nevevi, Müslim'in şerhinde: 'Yemek yemeyen erkek çocuğun bevlinin necis olduğu hususunda alimler arasında ihtilaf yoktur. Hatta bazı arkadaşlarımız bu hususta alimlerin icma'ını nakletmişlerdir. Yalnız Davud-i Zahiri muhalif kalmıştır. Şafii ve başkası sabinin bevli tahirdir, bununla beraber dokunduğu yere su serpilir, diye Ebu'l-Hasan bin Battal'ın ve O'nu takiben Kadİ İyad'ın hikaye ettikleri söz, kesinlikle yanlıştır.' Alimler, bu konuda müttefik olmakla beraber, sabinin işediği yerin temizletilmesi hususunda ihtilaf ederek üç mezhebe ayrılmışlardır : 1. Henüz yemek yemeyen erkek çocuk ise, işediği yere su serpmek kafidir. Kız ise yıkamak gerekir. Ali, Ata', Hasan, Zühri, Ahmed, Sevri, Şafii alimleri, Nahai ve şaz bir rivayete göre Malik'in kavli budur. Onlarm delilleri bu hususta rivayet edilen Ümmü Kays'ın, Aişe'nin, Ümmü Kürz'ün, Lübabe bint-i Haris'in hadisleri ve benzer hadislerdir. 2 . Erkek ve çocuğun işedikleri yere su serpmek yeterlidir. Aralarında bir fark yoktur. Evzai'nin mezhebi budur. Malik ve Şafii'den de böyle bir rivayet vardır. Bu mezhebin deliline rastlanamamıştır. 3 . Her ikisini yıkamak gerekir. Hanefiler ve sair kufe alimleri ile Malikilerin görüşü budur. Bunların delili Ammar'ın merfu' olarak rivayet ettiği şu mealdeki hadisidir: ''Elbise ancak büyük ve küçük abdest'ten dolayı yıkanır.'' Ayrıca bu görüşteki alimler erkek çocuğun bevline kıyaslayarak şöyle derler: Erkek ve kız çocuk sütten başka şey yedikten sonra her ikisinin dokunduğu yeri yıkama'nın gereği husunda icma' vardır. Necasetin giderilmesinde yıkamak asıldır. Öyle ise henüz yemek yemeyen erkek çocuk ta kız çocuk gibidir. Erkek çocuğun bevline su serpmek kafidir. diye varid olan hadislerdeki 'Nadh' kelimesini su serpmek şeklinde manalandırmayarak bununla yıkamanın kastedildiğini ve Nadh'ın yıkama anlamında kullanıldığını söylemişlerdir. Hadislerdeki; Ve lem yeğsilhu «Ve o yeri yıkamadı.» cümlesini de: O yeri bol yıkamadı, sıkmadı. ovmadı diye yorumlamışlardır. El-Menhel yazarı, alimler arasındaki ihtilafı açıkladıktan sonra birinci mezhebin daha kuvvetli olduğunu beyan eder: Üçüncü gurup alimin delil olarak gösterdikleri Ammar'ın hadisi zayıftır. Çünkü isnadında Sabin bin Hammad vardır ki, bazı alimler kendisini mevdu hadisleri rivayet etmekle itham etmişlerdir. Bu hadis sahih olsa bile, hükmü, bu babtaki hadislerle tahsis edilmiş olur. Yaptıkları kıyaslama açık degildir. Çünkü, sarih nassa muarız olduğu zaman kıyas geçersizdir. 'Nadh' tan murad yıkamaktır. sözü de makbul değildir. Çünkü açık olan manasından döndürücü bir karine yoktur. " Ve onu yıkamadı.'' cümlesini ''İyice yıkamadı, sıkmadı, ovmadı» diye yorumlamak da zahire muhaliftir... El-Menhel yazarı, bundan sonra aynı görüşü teyid eden İbn-i Dakiki'l-iyd'den uzunca bir nakil yapmaktadır. Buraya almayı gereksiz buluyorum. Henüz yemek yemeyen erkek çocuk hakkında. bu ihtilaf vardır. Yemek yemeye başladı mı, işediği yeri yıkamak husüsunda alimler müttefiktirler
Urdu
ام قیس بنت محصن رضی اللہ عنہا کہتی ہیں کہ میں اپنے ایک شیرخوار بچے کو لے کر رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کی خدمت میں حاضر ہوئی، اس نے آپ کے اوپر پیشاب کر دیا، آپ نے پانی منگوا کر اس پر چھڑک دیا۔