Arabic
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عَامِرٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ يَتَوَضَّأُ لِكُلِّ صَلاَةٍ وَكُنَّا نَحْنُ نُصَلِّي الصَّلَوَاتِ كُلَّهَا بِوُضُوءٍ وَاحِدٍ .
حدثنا سويد بن سعيد، حدثنا شريك، عن عمرو بن عامر، عن انس بن مالك، قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يتوضا لكل صلاة وكنا نحن نصلي الصلوات كلها بوضوء واحد
Bengali
। আনাস ইবনু মালিক (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম প্রতি ওয়াক্তের সালাতের জন্য উযূ (ওজু/অজু/অযু) করতেন এবং আমরা একই উযূতে কয়েক ওয়াক্তের সালাত পড়তাম।
English
It was narrated that Anas bin Malik said:"The Messenger of Allah used to perform ablution for every prayer, and we used to perform all of the prayers with one ablution
Indonesian
Telah menceritakan kepada kami [Suwaid bin Sa'id] berkata, telah menceritakan kepada kami [Syarik] dari ['Amru bin Amir] dari [Anas bin Malik] berkata; "Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam selalu berwudlu setiap kali shalat, sedangkan kami melakukan semua shalat dengan satu wudlu
Turkish
Enes bin Malik (r.a.j'dea rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir : «Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), her (farz) namaz için abdest alırdı. Biz de bütün (farz) namazları bir abdestle kılardık.» Diğer tahric: Buhari. Ebu Davud, Nesai, Tirmizi, Beyhaki ve Tahavi AÇIKLAMA : Bu hadisin hasen-sahih,olduğunu Tirmizi belirtmiştir. EI-Menhel yazarı, hadisin açıklaması ile ilgili olarak aşağıdaki malumatı vermiştir: «Hadisteki namaz'dan maksad farz namazıdır. Peygamber (s.a.v.)'in abdestli olsun olmasın her farz namaz için abdesti tazelediği Tirmizi'nin rivayetinde belirtilmiştir. Resulullah (s.a.v.) ekseriyetle abdest tazelerdi. Bazen de iki veya daha çok farz namazı bir abdestIe kılardı. Nitekim 510 ve 511 nolu hadislerde bu durum belirtilmiştir. Buhari'nin Süveyd bin Numan'dan rivayet ettiği hadiste (492.de) belirtildiği gibi Hayber savaşına gidildiğinde Sahba: denilen mevkide konaklanıp Resulullah (s.a.v.), ikindi namazını kıldırmış ve namazdan sonra yemek yenmiştir. Akşam namazı vakti girince Resulullah (s.a.v.), abdest almadan 've (yemek yediğinden dolayı) ağzını çalkalayıp akşam namazını kıldırmıştır. Bazıları: Peygamber'in müstahab olmak üzere her farz namaz için abdest aldığı, sonra, bunun vacib olduğunun sanılmasından endişelendiğinden dolayı bu adete muhalefetle caizliğini beyan mahiyetinde bir kaç farz namazı bir abdestle kılmış olması muhtemeldir, demişlerdir. Diğer bir kısım alimler de : Muhtemelen her farz namaz için abdest almak yalnız Peygamber için vacip idi. Bilahare fetih günü Büreyde'nin (510 nolu) hadisiyle bu vücub neshedilmiştir, demişlerdir. Bu takdirde nesih durumu Mekke fethinden daha önce vuku bulmuştur. Çünkü yukarıda işaret edilen Süveyd bin Numan'ın hadisinde anlatıldığı gibi Hayber seferinde Nebimiz bir abdestle ikindi ve akşam namazını kılmıştır. Hayber seferi ise Mekke fethinden bir süre öncedir. Şöyle demek de mümkündür: Enes'in verdiği haber kendisinin muttali olduğu duruma münhasırdır. O'nun bilmediğı durum da olmuş olabilir. Hadisin: "Biz de bütün (farz) namazları bir abdestle kılardık.» parçasından murad, bir günlük farz namazıardır. Sahabiler, bazen böyle yaparlardı. Ama devamlı olarak böyle yaptıkları kasdedilmemiştir. Çünkü fazileti kazanmak üzere onların her namaz için abdest aldıkları sabittir. BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA FARZ NAMAZIN KILINIP KILINMAYACAĞI HUSUSUNDA ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ " Şii ve Zahiriye mezhebierine mensub bir taife: Mukim olan kimselerin her farz namaz için abdest alması gerekir. yolcular için bu mecburiyet yoktur, demişlerdir. İbn-i Ömer, Ebu Musa, Cabir bin Abdillah, Ubeyde Es-Selmani, Ebu'l-Aliye, Said bin Müseyyeb, İbrahim, Hasan ve Amr bin Ubeyd gibi bazı alimler: Kişi mukim olsun, misafir olsun, abdestli olsun olmasın her farz namaz için abdest almak mecburiyetindedir, demişlerdir. Nevevi. Müslim'in şerhinde şöyle der: Ebu Ca'fer Et-Tahavi ve Ebu'l-Hasan bin Battal, alimlerden bir taifenin: Abdestli olunsa bile kişinin her farz namaz için abdest alması vaciptir, dediklerini ve delil olarak, abdest hakkındaki Maide suresinin şu mealdeki ayetini gösterdiklerini nakletmişlerdir : "Ey Mu'minler! Namaza durmak istediğiniz zaman yüzlerinizi ve dirseklerle beraber kollarınızı yıkayınız, başlarınızı meshedin ve topuklarla beraber ayaklarınızı yıkayınız ... " Nevevi. sözlerine devamla: Ben, bu mezhebin sıhhatli olarak kimseden sabit olduğunu sanmam. Söz konusu alimlerin her farz namaz için abdest tazeIemenin müstahab olduğunu kasdetmiş olmalarını umarım. Bize İbrahim En-Nehai'nin bir abdestle beşten fazla namaz kılmadığı rivayet edilmiştir.' Hanefi. Şafii. Maliki ve Hanbeli mezhebIerine mensub alimler ile hadis alimlerinin çoğu ve diğer alimlerin görüşü şudur ki; Abdest bozulmadıkça yeniden abdest almak zorunluluğu söz konusu değildir. Bunların elinde delil olarak sahih hadisler mevcuttur. Örneğin; Buhari'de rivayet olunan Süveyd b. Numan'ın hadisi, Müslim hariç Kütübi Sitte sahiplerinin rivayet ettiği Enes bin Malik'in hadisi, Buhari hariç diğer Kütübi Sitte sahiplerinin rivayet ettikleri Büreyde'nin hadisi. .. Bunların anlamını taşıyan diğer hadislerden bahsetmek gerekirse mesela; Arefe ve Müzdelife'de iki farz namazı cem etmeye ait hadis, yolculuk halinde yine iki farz namazın cem'ine ait hadis, Hendek günü kazaya kalan farz namazları cem etmeye ait hadisler gösterilebilir. Yukarıdaki meali alınan abdeste ait ayete gelince, bundan maksad şudur: «Ey Mu'minler! Siz abdestsiz iken namaza durmak istediğiniz zaman ... » Darimi, ayetin bu şekilde yorumlanmasına delil olarak şu hadisi göstermiştir: "Abdestsizlik halinden başka hiç bir şeyden dolayı abdest almak zorunluğu yoktur.» Şafii de görüştüğü alimlerin ayeti şöyle yorumladıklarını anlatmıştır: "Ey Mu'minler! Uykudan kalkarak namaza durmak istediğiniz zaman ... » Zemahşeri de. şöyle der: Eğer sen desen ki, ayetin zahirine göre abdestsiz olsun olmasın namaza durmak isteyen herkesin abdest alması gerekir. Bunun yorumu nasıldır? Biz, şöyle cevaplarız: Ayetteki emrin vucub için olması muhtemeldir. Bu takdirde ayetin muhatabları yalnız abdestsiz olanlardır. Eğer ayetteki emir mendupluk için ise mesele açıktır. Yani, abdestli olsun, olmasın kişi namaza durmak istediği zaman yeniden abdest almalıdır. Bu onun için daha sevaptır. Tahavi de demiştir ki: . Büreyde'nin hadisinde rivayet olunduğu gibi Peygamber'in her farz namaz için abdest almasının sebebi, böyle yapması kendisine vacib olduğu için değil, daha çok sevap kazanması için olabilir. Enes bin Malik'ten rivayet olunan şu mealdeki hadis de bizim görüşümüzü te'yid eder. Şöyle ki; Amr bin Amir'den rivayet edildiğine göre Enes bin Malik şöyle demiştir: «Resulullah (s.a.v.)'e abdest suyu getirildi ve kendisi abdest aldı. Ben Enes'e: Resulullah (s.a.v.) her farz namaz için abdest alır mıydı? diye sorunca; evet, diye cevap vHdi. Bunun üzerine, Ben O'na: Ya siz? diye sordum. Enes şöyle dedi: Biz birkaç farz namazı bir abdestle kılardık.» Burada görüldüğü gibi Enes r.a.'in, Resul-i Ekrem'in fiilini bildiği ve buna uymayı farz telakki etmediği meydandadır. Çünkü, eğer Resul-i Ekrem s.a.v.'in bu fiili fazla fazilet kazanması maksadıyla olmayıp mecburiyet nedeniyle olmuş olsaydı ne Enes'in, ne de başkasının O'na muhalefet etmeleri düşünülemez
Urdu
انس بن مالک رضی اللہ عنہ کہتے ہیں کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم ہر نماز کے لیے وضو کرتے تھے، اور ہم ساری نماز ایک وضو سے پڑھ لیا کرتے تھے