Arabic

حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، كَتَبَ إِلَى عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مَرْوَانَ يُبَايِعُهُ، وَأُقِرُّ لَكَ بِالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ عَلَى سُنَّةِ اللَّهِ وَسُنَّةِ رَسُولِهِ، فِيمَا اسْتَطَعْتُ‏.‏
حدثنا اسماعيل، حدثني مالك، عن عبد الله بن دينار، ان عبد الله بن عمر، كتب الى عبد الملك بن مروان يبايعه، واقر لك بالسمع والطاعة على سنة الله وسنة رسوله، فيما استطعت

Bengali

‘আবদুল্লাহ্ ইবনু দ্বীনার (রাঃ) হতে বর্ণিত যে, ‘আবদুল্লাহ্ ইবনু ‘উমার (রাঃ) ‘আবদুল মালিক ইবনু মারওয়ানের বাই‘আত করে লিখলেনঃ আল্লাহ্ ও তাঁর রাসূল সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর সুন্নাতের ভিত্তিতে আমার সাধ্যমত (আপনার নির্দেশ) শোনা ও মানার অঙ্গীকার করছি। [৭২০৩] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬৭৬৪, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)

English

Narrated `Abdullah bin Dinar:`Abdullah Bin `Umar wrote to `Abdul Malik bin Marwan, swearing allegiance to him: 'I swear allegiance to you in that I will listen and obey what is in accordance with the Laws of Allah and the Tradition of His Apostle as much as I can

Indonesian

Telah menceritakan kepada kami [Ismail] telah menceritakan kepadaku [Malik] dari [Abdullah bin Dinar], bahwa [Abdullah bin Umar] berkirim surat kepada Abdul Malik bin Marwan sebagai pernyataan baiat terhadapnya, isinya, 'Aku berikrar terhadapmu atas yang demikian dengan mendengar dan taat, di atas sunnah Allah dan sunnah rasul-Nya semaksimal kemampuanku

Russian

‘Абдуллах ибн Динар передаёт, что ‘Абдуллах ибн ‘Умар написал ‘Абдуль-Малику ибн Маруану, присягая ему: «Я признаю за собой подчинение и послушание на основании Сунны Аллаха и Сунны Его посланника по мере своих сил!»

Tamil

அப்துல்லாஹ் பின் தீனார் (ரஹ்) அவர்கள் கூறியதாவது: அப்துல்லாஹ் பின் உமர் (ரலி) அவர்கள் அப்துல் மலிக் பின் மர்வான் அவர்களுக்கு விசுவாசப் பிரமாணம் செய்து (பின்வருமாறு) எழுதினார்கள்: நான் அல்லாஹ் வகுத்த நெறிமுறைப்படியும் அவனுடைய தூதர் காட்டிய வழிமுறைப்படியும் என்னால் இயன்ற வரை உங்கள் கட்டளைகளைச் செவியேற்றுக் கீழ்ப்படிந்து நடப்பேன் என உறுதி அளிக்கிறேன்.6 அத்தியாயம் :

Turkish

Abdullah b. Dinar'ın nakline göre Abdullah b. Ömer, Abdulmelik b. Mervan'a mektup yazarak bey'atta bulunmuş ve şöyle demiştir: "Gücümün yettiği kadar Allah'ın sünneti ve Resulünün sünneti üzere sana boyun eğip, itaat etmeye söz veriyorum." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Kitaba ve Sünnete Sarılma." Başlıkta yer alan "el-i'tisam", "el-ısme" kökünden türemiş iftial babından bir kelimedir. Bundan maksat Yüce Allah'ın "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın" (AI-i İmran 103) emrine yapışma ve sarılma anlamındadır. Kirmanı şöyle demiştir: Bu başlık Yüce Allah'ın "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışzn"(AI-i İmran 103) ayet-i kerimesinden alınmıştır. Zira "el-habl" kelimesinden maksat, istiare yoluyla Kitap ve Sünnettir. Bunların ikisinin ortak noktası, hedefe ulaştıran araç olmalarıdır. Hedef sevap ve azaptan kurtuluştur. Ayrıca "elhabl=ip" sulama ve başka amaçları elde etmeye de sebeptir. "el-Kitab" kelimesinden maksat, okunarak ibadet edilen Kur'an'dır, "sünnet" kelimesi ile kastedilen ise Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sözleri, fiilleri, takriri ve yapmaya önem verdiği şeylerdir. "Sünnet" Arapçada "yol" anlamına gelir. UsOVmetodoloji bilginleri ile muhaddisierin teriminde ne anlama geldiği geçmişti. Bazı fıkıh bilginleri bunu müstehapla eş anla!TIlı olarak kullanmışlardır. İbn Battal şöyle demiştir: Allah'ın kitabı veya Nebiinin sünneti ya da bu iki kaynaktaki bir nitelik üzerine alimlerin icmaı olmaksızın hiç kimse için korunmuşluk yoktur. Bundan sonra İbn Battal Nebiden nakledilen (söz, fiil ve takrir) itibarıyla sünnetten söz etmiştir. Yüce Allah'ın "Bugün size dininizi ikmal ettim" ifadesinin zahiri, dinle ilgili şeylerin bu ayetle birlikte kemale erdiğini göstermektedir. Bu ayet Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatından yaklaşık seksen gün önce inmişti. Buna göre bu ayetten sonra ahkamla ilgili olarak hiçbir şey inmemiştir. Ancak bu düşünce tartışılır. Bir grup bilgin ayette geçen "ikmal" kelimesinden maksadın hükümlerin dayanağı olan ana esaslarla ilgili olduğunu, yoksa bunlardan kaynaklanan detay (fürO) hükümler olmadığını söylemişlerdir. Buradan hareketle ayette kıyası inkar edenlere destek olacak herhangi bir durum yoktur. Onların delillerini birinci görüşü kabul ederek reddetmek de mümkündür. Şöyle ki olayların hükme bağlanmasında kullanılan kıyas, Allah'ın kitabından alınmıştır. Ortada hiçbir şey olmasa ve sadece "Nebi size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının"(Haşr 7) ayetinin genelliği olsa bu bile yeterdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıyası emrettiği ve kabul ettiği haberlerde yer almaktadır. Dolayısıyla kıyas "ikmal" niteliğinin genelliği kapsamına girmiş olur. "Enes b. Malik Müslümanların Ebu Bekir' e bey'at1arının ertesi güne Ömer' in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in minberine çıkarak şöyle dediğini işitti." Bunun açıklaması Ahkam Bölümünün sonlarında el-İstihlaf başlığı altında geçmişti. Haberin devamı orada daha mükemmel ve tamdır. İmam Buhari bu rivayette "Allah, Resulü için kendi katındaki sevap ve şerefi, sizin katınızdaki makam ve mansıblara tercih etmiştir" ifadesine yer vermiştir. Bu şu demektir: Allah, Resulü için kendi katındaki sevap ve onuru, sizin katınızdaki makamlara tercih etmiştir. Üçüncü hadis olan İbn Abbas hadisinin açıklaması İlim Bölümünde geçmişti

Urdu

ہم سے اسماعیل بن ابی اویس نے بیان کیا، کہا مجھ سے امام مالک نے بیان کیا، ان سے عبداللہ بن دینار نے کہ عبداللہ بن عمر رضی اللہ عنہما نے عبدالملک بن مروان کو خط لکھا کہ وہ اس کی بیعت قبول کرتے ہیں اور یہ لکھا کہ میں تیرا حکم سنوں گا اور مانوں گا بشرطیکہ اللہ کی شریعت اور اس کے رسول کی سنت کے موافق ہو جہاں تک مجھ سے ممکن ہو گا۔