Arabic

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ، عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ أَبِي الْغَيْثِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ ‏"‏ اجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ ‏"‏‏.‏ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا هُنَّ قَالَ ‏"‏ الشِّرْكُ بِاللَّهِ، وَالسِّحْرُ، وَقَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ، وَأَكْلُ الرِّبَا، وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ، وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ، وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ الْغَافِلاَتِ ‏"‏‏.‏
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله، حدثنا سليمان، عن ثور بن زيد، عن ابي الغيث، عن ابي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال " اجتنبوا السبع الموبقات ". قالوا يا رسول الله وما هن قال " الشرك بالله، والسحر، وقتل النفس التي حرم الله الا بالحق، واكل الربا، واكل مال اليتيم، والتولي يوم الزحف، وقذف المحصنات المومنات الغافلات

Bengali

(وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاءَ فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً وَلاَ تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً أَبَدًا وَأُولَئِكَ هُمْ الْفَاسِقُونَ إِلاَّ الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ) আর যারা সাধ্বী নারীদের প্রতি অপবাদ দেয় এবং স্বপক্ষে চারজন সাক্ষী উপস্থিত করে না, তাদেরকে আশীটি বেত্রাঘাত কর....ক্ষমাশীল দয়ালু- (সূরাহ আন্-নূর ২৪/৪-৫)। যারা সাধ্বী, সরলমনা ও বিশ্বাসী নারীর প্রতি অপবাদ আরোপ করে.....। (সূরাহ আন্-নূর ২৪/২৩) ৬৮৫৭. আবূ হুরাইরাহ (রাঃ) সূত্রে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম হতে বর্ণিত। তিনি বলেছেনঃ তোমরা সাতটি ধ্বংসকারী বিষয় হতে বেঁচে থাক। তারা বললেন, হে আল্লাহর রাসূল! সেগুলো কী? তিনি বললেনঃ আল্লাহর সঙ্গে শরীক করা, জাদু, যথার্থ কারণ ছাড়া কাউকে হত্যা করা যা আল্লাহ্ হারাম করেছেন, সুদ খাওয়া, ইয়াতীমের মাল খাওয়া, জিহাদের ময়দান থেকে পিঠ ফিরিয়ে নেয়া, সাধ্বী বিশ্বাসী সরলমনা নারীদের প্রতি অপবাদ দেয়া।[1] [২৭৬৬] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬৩৮০, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)

English

Narrated Abu Huraira:The Prophet (ﷺ) said, "Avoid the seven great destructive sins." They (the people!) asked, "O Allah's Apostle! What are they?" He said, "To join partners in worship with Allah; to practice sorcery; to kill the life which Allah has forbidden except for a just cause (according to Islamic law); to eat up usury (Riba), to eat up the property of an orphan; to give one's back to the enemy and fleeing from the battle-field at the time of fighting and to accuse chaste women who never even think of anything touching chastity and are good believers

Indonesian

Telah menceritakan kepada kami ['Abdul 'Aziz bin Abdullah] telah menceritakan kepada kami [Sulaiman] dari [Tsaur bin Zaid] dari [Abul Ghaits] dari [Abu Hurairah] dari Nabi shallallahu 'alaihi wasallam bersabda; "Jauhilah tujuh dosa besar yang membinasakan." Para sahabat bertanya; 'Ya Rasulullah, apa saja tujuh dosa besar yang membinasakan itu? ' Nabi menjawab; "menyekutukan Allah, sihir, membunuh jiwa yang Allah haramkan tanpa alasan yang benar, makan riba, makan harta anak yatim, lari dari medan perang, dan menuduh wanita mukmin baik-baik melakukan perzinahan

Russian

(Передаётся от Абу Хурайры, да будет доволен им Аллах, что однажды Пророк ﷺ сказал: «Избегайте совершения) семи губительных грехов». Люди спросили: «О Посланник Аллаха, а что это за грехи?» Он сказал: «Поклонение другим наряду с Аллахом, колдовство, убийство человека, которого Аллах запретил убивать иначе как по праву, ростовщичество, проедание имущества сироты, отступление в день наступления и обвинение в прелюбодеянии целомудренных верующих женщин, проявляющих беспечность»

Tamil

அபூஹுரைரா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நபி (ஸல்) அவர்கள், “பேரழிவை ஏற்படுத்தும் ஏழு பெரும் பாவங்களைத் தவிர்த்துவிடுங்கள்” என்று கூறினார்கள். மக்கள், “அல்லாஹ்வின் தூதரே! அவை யாவை?” என்று கேட்டார்கள். நபி (ஸல்) அவர்கள், “அல்லாஹ்வுக்கு இணை கற்பிப்பது, சூனியம் செய்வது, தகுந்த காரணமின்றி கொல்லக் கூடாதென அல்லாஹ் புனிதப்படுத்திய உயிரைக் கொல்வது, வட்டியைப் புசிப்பது, அநாதைகளின் செல்வத்தை உண்பது, போரின்போது புறமுதுகிட்டு ஓடுவது, இறைநம்பிக்கை கொண்ட அப்பாவிகளான பத்தினிப் பெண்கள்மீது அவதூறு கூறுவது ஆகியவையே (அந்தப் பெரும் பாவங்கள்)” என்று கூறினார்கள்.70 அத்தியாயம் :

Turkish

Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir keresinde "Helak edici yedi şeyden sakınınız!" buyurdu. Sahabiler "Ya ResulaIlah! Nedir onlar?" diye sordular. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak, faiz kazancı yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında savaştan kaçmak, namuslu, kötülüklerden habersiz mu'min kadınlara zina isnadında bulunmaktır. " Fethu'l-Bari Açıklaması: "İffetii kadınlara zina iftirası atmak" onlara iftirada bulunmak demektir. Burada "el-muhsanat" kelimesinden maksat, iffetli ve hür kadınlar demektir. Bu, sadece evli kadınlar demek değildir. Tam tersine bakire olan kadına zina iftirasının cezası da bilginlerin icmaı ile aynıdır. Yukarıda zikredilen birinci ayet, iffete iftira suçunun cezasını açıklarken, ikincisi bunun büyük günahlardan olduğunu ifade etmektedir. Karşılığında lanet veya azap tehdidi bulunan ya da had cezası getirilmiş olan bütün fiiller büyük günahtırlar. Bu konuda esas alınması gereken tanım budur. Böyle bir açıklamayla bu bölümde zikredilen hadisle iki ayet birbiriyle uyumlu hale gelmektedir. İffetli erkeklere zina iftirası atmanın hükmünün, iffetli kadınlara zina iftirasında bulunmayla aynı olduğu noktasında bilginlerin icmaı vardır. Bundan sonraki bölümde açıklayacağımız üzere kölelere zina isnadında bulunmanın hükmü ihtilaflıdır. "Helak edici yedi şeyden sakınınız." Mühelleb şöyle demiştir: Büyük günahlara bu ismin verilmesi, onların bunları işleyen kimseleri helak etmesi sebebiyledir. Bizce burada"r-ll" kelimesi, büyük günah anlamındadır. Nesai ve Taberanl'nin rivayet ettikleri İbn Hibban ve Hakim'in sahih olarak degerlendirdikleri ve Ebu Hureyre ile Ebu Said'in naklettikleri bir hadise göre Nebi s.a.v."Beş namazı kılıp, yedi büyük günahtan kaçman hiçbir 'kul yoktur ki ona cennetin kapılan açılmasın" buyurmuştur. (Nesai, Zekat; İbn Hibban, Sahih, V, 43; Hakim, el-Müstedrek, I, 316; Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, IV, 128) İbn Abdusselam şöyle demiştir: Büyük günahın hiçbir itirazIa karşılaşmayacağı tanımına rastlamadım. Bence en uygun tarifi şudur: Büyük günah, işleyenin dinini hafife aldığını nasla bildirilen büyük günahların en küçüğünün gösterdiği kadar gösteren günahtır. İbn Abdusselam bir de şunu der: Bazıları büyük günahı, işleyene tehdit veya lanet getirilen her türlü günahtır şeklinde tanımlamışlardır. Bizce bu son tanım diğerinden daha kapsamlıdır. Bu tanıma "ihlal edilmesi had cezası gerektirir" şeklinde bir ilave yapmak gerekir şeklinde bir itiraza yer yoktur. Çünkü hakkında had cezası uygun görülen her fiil, onu yapan kişiye yönelik tehditten hali değildir. Kurtubl'nin el-Müfhim isimli eserinde yaptığı tarif büyük günah tanımlarının içinde en güzellerinden biridir: Kitap veya sünnetin ya da icmanın hakkında "büyük günah" deyimini kullandığı ya da karşılığında şiddetli bir ceza olduğu bildirilen veya had cezası konulan ya da şiddetli bir kınama yapılan fiiller büyük günahtır. Buna göre hakkında tehdit veya lanet ya da fısk terimlerinin kullanıldığı fiilleri Kur'an ya da sahih ve hasen hadislerden araştırmak ve gerek Kur'an, gerek sahih ve hasen hadislerde büyük günah olduğu bildirilen fiillere bunları eklemek uygun olur. Bu fiillerin toplamı kaça ulaşırsa ulaşsın bundan o fiilleri bir bir sıralamayı öğrenmek mümkündür. Ben bunları biraraya toplamaya başladım. Allahu Teala'tan lütfu ve inayetiyle bunları yazmaya yardımcı olmasını dilerim. Hallmı, el-Minhac isimli eserinde şöyle der: Büyük ve küçüğü olmayan hiçbir günah yoktur. Bazen küçük günah belli bir karine dolayısıyla büyük günaha dönüşebilirken, bazen büyük günah aynı şekilde çirkin bir fiile dönüşebilir. Bundan Allah'ı inkar etmek müstesnadır. Çünkü bu büyük günahların en çirkinlerindendir. Allah'ı inkar etme günahının küçüğü yoktur. Biz de şunu ekleyelim: Bununla birlikte bu günah da çirkin ve daha çirkin şeklinde iki kısma ayrılır. Halımı bundan sonra söylediklerine örnekler getirir. İkincisi ise haksız yere bir cana kıymak gibi bir fiildir. Bu büyük günahtır. Bir kimse kendi usulünü (babası, babasının babası. .. ) veya füruunu (oğlu, oğlunun oğlu ... ) ya da kan bağı olan yakın akrabasını öldürse veya Harem' de veya haram olan ayda katı fiilini işlese bu bir çirkin fiildir (fahişe). Zina büyük bir günahtır. Bir kimse komşusunun hanımıyla veya kan bağı olan akrabasıyla ya da Ramazan ayında veya Harem bölgesinde bu fiili işleyecek olursa, bunun adı fahişedir. içki içmek büyük günahtır ama Ramazan ayında gündüz içilirse veya Harem-i Şerif'te ya da açıktan açığa içilecek olursa bu da fahişedir. Nisab miktarından daha az bir değerde mal çalmak küçük günahtır. Malı çalınan kişinin bundan başka malı yoksa ve malı olmaması zaafa yol açıyorsa bu büyük günahtır. Halimi bu konuda daha bir çok örnek verir: Bu örneklerin çoğunda tenkit edilecek noktalar bulunmaktadır. Fakat bu onun alametidir. Yapılan bu ayırım güzel bir metod olup, dikkate almakta herhangi bir sakınca yoktur. Büyük ve küçük günah ayırımının dayanağı mefsedetin ağırlığı veya hafifliğidir. Doğruyu en iyi Allahu Teala bilir

Urdu

ہم سے عبدالعزیز بن عبداللہ نے بیان کیا، انہوں نے کہا ہم سے سلیمان بن بلال نے بیان کیا، ان سے ثور بن زید نے بیان کیا، ان سے ابوالغیث سالم نے بیان کیا، اور ان سے ابوہریرہ رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا ”سات مہلک گناہوں سے بچو۔ صحابہ نے عرض کیا: یا رسول اللہ! وہ کیا کیا ہیں؟ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا کہ اللہ کے ساتھ شرک کرنا، جادو کرنا، ناحق کسی کی جان لینا جو اللہ نے حرام کیا ہے، سود کھانا، یتیم کا مال کھانا، جنگ کے دن پیٹھ پھیرنا اور پاک دامن غافل مومن عورتوں کو تہمت لگانا۔“