Arabic

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ ـ رضى الله عنها أَنَّ أَزْوَاجَ، النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّيَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَدْنَ أَنْ يَبْعَثْنَ عُثْمَانَ إِلَى أَبِي بَكْرٍ يَسْأَلْنَهُ مِيرَاثَهُنَّ‏.‏ فَقَالَتْ عَائِشَةُ أَلَيْسَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏ "‏ لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ ‏"‏‏.‏
حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن ابن شهاب، عن عروة، عن عايشة رضى الله عنها ان ازواج، النبي صلى الله عليه وسلم حين توفي رسول الله صلى الله عليه وسلم اردن ان يبعثن عثمان الى ابي بكر يسالنه ميراثهن. فقالت عايشة اليس قال رسول الله صلى الله عليه وسلم " لا نورث ما تركنا صدقة

Bengali

নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর সহধর্মিণী ‘আয়িশাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত যে, নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর মৃত্যুর পর তাঁর স্ত্রীগণ আবূ বাকর সিদ্দীক (রাঃ)-এর কাছে নিজেদের প্রাপ্য উত্তরাধিকার চাওয়ার জন্য ‘উসমান (রাঃ)-কে পাঠানোর ইচ্ছা করলেন। তখন ‘আয়িশাহ (রাঃ) বললেন, রাসূলুল্লাহ্ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম কি বলেননি যে, আমরা কাউকে ওয়ারিশ বানাই না, আমরা যা রেখে যাই সবই সাদাকাহ্। [৪০৩৪; মুসলিম ৩২/১৬, হাঃ ১৭৫৮, আহমাদ ২৫১৭৯] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬২৬২, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)

English

Narrated `Urwa:`Aisha said, "When Allah's Messenger (ﷺ) died, his wives intended to send `Uthman to Abu Bakr asking him for their share of the inheritance." Then `Aisha said to them, "Didn't Allah's Messenger (ﷺ) say, 'Our (Apostles') property is not to be inherited, and whatever we leave is to be spent in charity?

Indonesian

Telah menceritakan kepada kami [Abdullah bin Maslamah] dari [Malik] dari [Ibnu Syihab] dari [Urwah] dari [Aisyah] radliallahu 'anha, bahwasanya isteri-isteri Nabi shallallahu 'alaihi wasallam ketika Rasulullah Shallallahu'alaihiwasallam meninggal, mereka ingin mengutus Utsman untuk menemui Abu Bakar meminta warisan mereka, maka Aisyah mengatakan; Bukankah Rasulullah Shallallahu'alaihi wa sallam bersabda: "Kami tidak diwarisi, dan semua yang kami tinggalkan adalah sedekah?

Russian

Сообщается от ‘Аиши, да будет доволен ею Аллах, что, когда Посланник Аллаха ﷺ скончался, его жёны хотели послать ‘Усмана к Абу Бакру, чтобы попросить причитающуюся им долю наследства. ‘Аиша сказала им: «Разве не говорил Посланник Аллаха ﷺ: “Поистине, мы не оставляем наследства. Всё, что мы оставляем — милостыня”?»

Tamil

ஆயிஷா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் இறந்தபோது அவர்களின் துணைவியர் உஸ்மான் (ரலி) அவர்களை (என் தந்தை கலீஃபா) அபூபக்ர் (ரலி) அவர்களிடம் அனுப்பிவைத்து, (அல்லாஹ்வின் தூதரிடமிருந்து) தங்களுக்குச் சேர வேண்டிய சொத்தை அபூபக்ர் (ரலி) அவர்களிடம் கேட்க விரும்பினர். அப்போது நான் (அவர்களைப் பார்த்து), ‘(இறைத்தூதர்களான) எங்களுக்கு எவரும் (சொத்தில்) வாரிசாக முடியாது. நாங்கள் விட்டுச்செல்பவையெல்லாம் தர்மமே’ என்று அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் சொல்லவில்லையா?” என்று கேட்டேன். அத்தியாயம் :

Turkish

Aişe r.anha'nın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiğinde eşleri Osman'ı mirastan paylarını istemek üzere Ebu Bekir'e gönderdiler. Aişe r.anha onlara "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'Bize mirasçı olunmaz. Geriye bıraktığımız her mal sadakadır' buyurmamış mıdır?" dedi. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Bize mirasçı olunmaz. Geriye bıraktığımız her mal sadakadır." Bunun anlamı geride bıkaktığımı.i mallar sadakadır demektir. İmam Buhari bu konuda dört hadise yer vermiştir. Bunlardan birisi Hz. Ebu Bekir'le Fatıma arasındaki olayı aktaran hadistir. Bu hadis Humus bölümünde açıklamasıyla birlikte daha önce geçmişti. "(Vefatımda) eşlerimin nafakalanndan ve işçimin ücretinden sonra geri kalan sadakadır." İbn Battal ve başka bilginler şöyle demiştir: Bu hadisin -Allahu Teala daha iyi bilir- başlığa uygunluğu şu açıdandır: Allah Teala Nebileri kendi mesajını tebliğ eden elçiler olarak gönderdi ve onlara bu görevlerinin karşılığında herhangi bir ücret almamalarını emretti. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurur: "Deki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum.''(Şura 23) Hz. Nuh, Hud ve başka Nebiler de buna benzer şekilde konuşmuşlardır. Nebilerin miras bırakmamalarındaki hikmet, onların mirasçıları için mal biriktirdikleri zannı uyanmasın diyedir. İbn Battal şöyle devam etti: Müfessirler "Süleyman, Davud'a varis oldu"(Neml 16) ayetini "ilim ve hikmette varis oldu" şeklinde tevil etmişlerdir. Hz. Zekeriya'nın "Tarafından bana bir veli (oğul) ver ki o bana varis olsun"(Meryem 5-6) ifadesi de aynı manayadır. İbn Abdilberr alimlerin bu konuda iki görüşe ayrıldıklarını ve çoğunluğun Nebilerin miras bırakmayacakları kanaatini taşıdıklarını belirtir. "Allah size çocuklarınız hakkında (miras vermenizi) emreder" ayetindeki genelliğe gelince, buna şöyle cevap verilmiştir: Bu ayet, malik olduğu bir şeyleri miras bırakan kimseler hakkında geneldir. Bir kimsenin ölmeden önce malını vakfettiği ve miras olarak alınacak herhangi bir şey bırakmadığı sabit olduğu takdirde bu kişiye mirasçı olunmaz. Malik olduğu şeylerden geriye bir şey bırakması takdirinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu ayetin genelliğine dahil oluşu tahsise uygundur. Çünkü onun kendine mahsus birçok özelliği olduğu bilinmektedir. Nebi s.a.v.'e mirasçı olunamayacağı hükmü meşhurdur. Netice olarak bu hükmü n herkese değil, sadece ona mahsus olduğu ortaya çıkar. Bazı bilginlere göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in miras bırakmamasındaki hikmet, varisin mirasa konma arzusuyla miras bırakanın ölmesini temenni etmesini ortadan kaldırmaktır. Bazı bilginlere göre ise bunun hikmeti, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ümmetinin babası mesabesinde olmasındandır. Dolayısıyla onun bırakacağı miras, herkesin olur. Genel sadakanın niteliği budur. İbnü'lMüneyyir Haşiye'sinde şöyle der: Bu hadisten şöyle bir hüküm daha çıkmaktadır: Bir kimse, "Evim sadakadır, kimseye miras olarak kalamaz" dediği takdirde -vakfedildiğine• veya mülkiyetinin durdurulduğuna dair açık bir ifadeye ihtiyaç olmaksızın- o ev vakfedilmiş olur. Bu yaklaşım güzeldir, fakat acaba bu sarih bir vakfetme ifadesi midir yoksa niyet gereken kinayeli bir ifade midir? Ebu Hureyre hadisi menkul malların vakfedilmesinin sahih olduğunu ve vakfın sadece gayr-ı menkullere mahsus olmadığını göstermektedir. Çünkü "eşlerimin nafakalarından sonra geri kalan" ifadesi geneldir

Urdu

ہم سے عبداللہ بن مسلمہ قعبنی نے بیان کیا، ان سے امام مالک نے، ان سے ابن شہاب نے، ان سے عائشہ رضی اللہ عنہا نے کہ جب رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کی وفات ہوئی تو آپ کی بیویوں نے چاہا کہ عثمان رضی اللہ عنہ کو ابوبکر رضی اللہ عنہ کے پاس بھیجیں، اپنی میراث طلب کرنے کے لیے۔ پھر عائشہ رضی اللہ عنہا نے یاد دلایا۔ کیا نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے نہیں فرمایا تھا کہ ہماری وراثت تقسیم نہیں ہوتی، ہم جو کچھ چھوڑ جائیں وہ سب صدقہ ہے؟