Arabic

حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَبَّاسٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِي حَازِمٍ، أَنَّ عَمْرَو بْنَ الْعَاصِ، قَالَ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم جِهَارًا غَيْرَ سِرٍّ يَقُولُ ‏"‏ إِنَّ آلَ أَبِي ‏"‏ ـ قَالَ عَمْرٌو فِي كِتَابِ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرٍ بَيَاضٌ ـ لَيْسُوا بِأَوْلِيَائِي، إِنَّمَا وَلِيِّيَ اللَّهُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِنِينَ‏.‏ زَادَ عَنْبَسَةُ بْنُ عَبْدِ الْوَاحِدِ عَنْ بَيَانٍ عَنْ قَيْسٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ وَلَكِنْ لَهُمْ رَحِمٌ أَبُلُّهَا بِبَلاَلِهَا ‏"‏‏.‏ يَعْنِي أَصِلُهَا بِصِلَتِهَا‏.‏
حدثنا عمرو بن عباس، حدثنا محمد بن جعفر، حدثنا شعبة، عن اسماعيل بن ابي خالد، عن قيس بن ابي حازم، ان عمرو بن العاص، قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم جهارا غير سر يقول " ان ال ابي " قال عمرو في كتاب محمد بن جعفر بياض ليسوا باوليايي، انما وليي الله وصالح المومنين. زاد عنبسة بن عبد الواحد عن بيان عن قيس عن عمرو بن العاص قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم " ولكن لهم رحم ابلها ببلالها ". يعني اصلها بصلتها

Bengali

‘আমর ইবনু ‘আস (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম কে উচ্চস্বরে বলতে শুনেছি, আস্তে নয়। তিনি বলেছেনঃ অমুকের বংশ আমার বন্ধু নয়। ‘আমর বলেনঃ মুহাম্মাদ ইবনু জা‘ফরের কিতাবে বংশের পরে জায়গা খালি রয়েছে। (কোন বংশের নাম নাই)। বরং আমার বন্ধু আল্লাহ ও নেককার মু’মিনগণ। ‘আনবাসা অন্য সূত্রে ‘আমর ইবনু ‘আস (রাঃ) থেকে বর্ণনা করেন যে, নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম থেকে আমি শুনেছিঃ বরং তাদের সাথে (আমার) আত্মীয়তার সম্পর্ক আছে, আমি সুসম্পর্কের রস দিয়ে তা প্রাণবন্ত রাখি। [মুসলিম ১/৯৩, হাঃ ২১৫] (আধুনিক প্রকাশনী- ৫৫৫৫, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)

English

Narrated `Amr bin Al-`As:I heard the Prophet (ﷺ) saying openly not secretly, "The family of Abu so-and-so (i.e. Talib) are not among my protectors." `Amr said that there was a blank space (1) in the Book of Muhammad bin Ja`far. He added, "My Protector is Allah and the righteous believing people." `Amr bin Al-`As added: I heard the Prophet (ﷺ) saying, 'But they (that family) have kinship (Rahm) with me and I will be good and dutiful to them

Indonesian

Telah menceritakan kepada kami ['Amru bin Abbas] telah menceritakan kepada kami [Muhammad bin Ja'far] telah menceritakan kepada kami [Syu'bah] dari [Isma'il bin Abu Khalid] dari [Qais bin Abu Hazim] dari ['Amru bin Al 'Ash] dia berkata; saya mendengar Nabi shallallahu 'alaihi wasallam secara jelas dan terang-terangan bersabda: "Sesungguhnya keluarga Abu (fulan) -Amru berkata; di dalam kitab putihnya Muhammad bin Ja'far- bukanlah dari para waliku (penolongku), sesungguhnya waliku adalah Allah dan orang-orang shalih dari kaum Mukminin." ['Anbasah bin Abdul Wahid] menambahkan, dari [Bayan] dari [Qais] dari ['Amru bin Al 'Ash] dia berkata; saya mendengar Nabi shallallahu 'alaihi wasallam (bersabda): "Akan tetapi mereka (keluarga Abu fulan) masih memiliki tali silaturrahmi yang aku tetap akan menyambungnya dengan tali silaturrahim itu." Abu Abdullah mengatakan; dan yang tertulis menggunakan redaksi "bibalaha (menyambungnya)." Namun yang shahih dan yang lebih pantas adalah "Bibalaaliha (menyambungnya)." Aku tidak tahu dari segimana kalimat "Bibalaha (menyambungnya) " didapatkan

Russian

Сообщается, что ‘Амр бин аль-‘Ас, да будет доволен им Аллах, сказал: «Я слышал, как Пророк ﷺ открыто и не таясь говорил: “Поистине, члены семейства моего отца не являются моими покровителями, моими покровителями являются только Аллах и праведные верующие, однако (меня связывают) с ними узы родства, и я обязательно буду поддерживать их (и впредь)!”»

Tamil

அம்ர் பின் அல்ஆஸ் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: இன்னாரின் தந்தையின் குடும்பத்தார் என் நேசர்கள் அல்லர்; என் நேசர்கள் யாரெனில், அல்லாஹ்வும் நல்ல இறைநம்பிக்கையாளர்களும்தான்” என நபி (ஸல்) அவர்கள் ஒளிவு மறைவின்றி பகிரங்கமாகவே கூறினார்கள். “முஹம்மத் பின் ஜஅஃபர் (ரஹ்) அவர்களின் (மூலநூல்) பிரதியொன்றில் ‘இன்னார்’ எனும் (சொல் உள்ள) இடம் (நிரப்பப்படாமல்) வெற்றிடமாக உள்ளது” என அறிவிப்பாளர் அம்ர் பின் அப்பாஸ் (ரஹ்) அவர்கள் கூறுகிறார்கள். அம்ர் பின் அல்ஆஸ் (ரலி) அவர்களின் வழியாக வரும் அன்பசா பின் அப்தில் வாஹித் (ரஹ்) அவர்களது அறிவிப்பில், நபி (ஸல்) அவர்கள், “ஆயினும் அவர்களுடன் எனக்கு இரத்த உறவு உண்டு. அதை நான் (காய்ந்து போகவிடாமல்) பசுமையாக்குவேன்” என்று கூறினார்கள் எனும் கூடுதல் தகவல் இடம்பெற்றுள்ளது. அதாவது, “அவர்களின் உறவைப் பேணி நடந்து கொள்வேன்” என்றார்கள். அத்தியாயம் :

Turkish

Amr İbn Abbas'tan, o Muhammed İbn Cafer'den, o Şu'be'den, o İsmail İbn Ebi Halid'den, o Kays İbn Ebi Hazim'den diye rivayet ettiğine göre, Amr İbn el-As dedi ki: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i -gizlice değil, açıkça, yüksek sesle- şöyle buyururken dinledim: Ebu ... -Buhari'nin hocası Amr dedi ki: Muhammed İbn Cafer'in kitabında burada bir beyazlık (siliklik) vardır, demiştir- ailesi, benim velilerim değildir. Benim velim ancak Allah ve salih mu'minlerdir." Anbese İbn Abdulvahid, Beyan'dan, o Kays İbn Amr İbn el-As 'tan diye şu fazlalığı eklemektedir: Amr İbn As dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: Fakat onların benimle bir akrabalıkları vardır. Onu, onun ıslaklığıyla ıslatınm, yani yakınlığı ile o akrabalık bağını gözetirim." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Ebu ... ailesi". çoğu nüshalarda bu şekilde künye (Ebu) lafzının izafe edildiği isim hazfedilerek zikredilmiştir. el-Müstemli ise rivayetinde bu lafzı tespit etmiş olmakla birlikte ondan kinayeli olarak: "Ebu filanın ailesi" demiştir. Müslim ile elİsmaill'nin rivayetlerinde de böyledir. Ebu Bekir İbn el-Arabı, "Siracu'l-Murıdın" adlı eserinde şunları söylemektedir: Amr İbn el-As'ın rivayet ettiği hadisin aslı: "Şüphesiz Ebu Talib'in ailesi" şeklinde olup daha sonra "Ebu filanın ailesi" diye değiştirilmiştir. İbnu'l-Arabi bu şekilde bunu kesin olarak ifade etmiş bulunmaktadır. Ancak bazıları buna itiraz etmiş ve bu hususta onu ayıplamakta ileri gitmiş, Ebu Talib ailesine hücum etmek ile ithama kadar ileri götürmüştür. Ancak onun bu iddiasına karşı çıkanlar da bu ithamlarında isabet etmemişlerdir. Çünkü İbnu'l-Arabı'nin işaret ettiği bu rivayet, Ebu Nuaym'ın Mustahrec'inde el-Fadl İbn el-Muvaffak'ın, Anbese İbn Abdulvahid yoluyla Buhari'nin zikrettiği senedie Beyan İbn Bişr'den, o Kays İbn Ebi Hazim'den, o Amr İbn el-As 'tan diye mevcuttur. Amr İbn el-As hadisi Nebie nispet ederek şöyle zikretmiştir: "Şüphesiz Ebu Talib oğullarının benimle bir akrabalıkları vardır. Ben de onu ıslaklığı ile ıslatınm. (Bu akrabalık bağını gözetirim.)" "Benim velilerim değildirler." Buna göre velisi olmadığı söylenenler, bir topluluktur. Hepsi değildir. Çünkü Ebu Talib'in Ali arasında Ali ve Cafer de vardır. Hatta bunlar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e en özel yakınlığı bulunan kimselerdendirler. Çünkü her ikisinin de erken dönemlerde Müslüman olmak, İslam oluşta öncelik ve din e yardımcı olmak gibi özellikleri vardır. Ebu Talib'in Ali'nden maksadın, bizzat Ebu Talib'in kendisi olma ihtimali de vardır. Bu da yaygın bir mutlak kullanımdır. Ebu Musa el-Eş'arı hakkında: "Şüphesiz ki ona Davud Alinin mizmarlarından bir mizmar verilmiştir" demesi gibi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in: "Ebu Evfa'nın ailesi" deyip, onu özellikle sözkonusu etmesi Müslüman olmayan kimseler arasındaki seçimde bir mübalağadır. Çünkü Ebu Evfa, onun amcası ve babasının anne baba bir kardeşi idi. Onun işini gözeten, ona yardım edip onu himaye eden o idi. Bununla birlikte dini hususunda ona uymayınca, Nebi onun velisi olmadığını ifade etmiş oldu. Kurtubi dedi ki: Hadis, din bakımından Müslüman ile kafir arasındaki velayet bağının, son derece yakın ve candan olsa dahi kopmuş olacağını anlatmaktadır. İbn Battal dedi ki: Bu hadis dinde velayetin vacipliğini ortaya koymakta, eğer kendi dininin mensuplarından değil iseler, akrabaları hakkında sözkonusu olmayacağını belirtmektedir. İşte bu, aralarında nesep akrabalığı bulunan kimseler arasında mirasçılığın gerçekleşebilmesi için velayet bağına ihtiyacı olduğunun delilidir. Şüphesiz ki aynı din üzere değil iseler akrabalar arasında ne mirasçılık, ne de velayet sözkonusu olur. İbn Battal der ki: İşte bundan şu da anlaşılmaktadır: Gözetilmesi emrolunan ve koparılması dolayısıyla tehdidin sözkonusu olduğu akrabalık, kendisi için bu hususun (mirasçılığın ve velayetin) meşru olduğu akrabalıktır. Din sebebi ile koparılması emrolunan ise, bunun bir istisnasıdır ve böyle bir bağı kopartan kimse hakkında tehdit sözkonusu değildir. Çünkü o, Allah'ın koparılmasını emrettiğini kopartmış birisidir. Fakat dünyevı hususlarda mubah olan şeylerde akrabalık bağları gözetilecek olursa, bu bir fazilet olur. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de daha önce Kureyş kendisini yalanlamış olduğundan kıtlık musibetine uğramaları için beddua ettikten sonra, ondan kendilerine acımasını isteyince, akrabalık bağı sebebiyle ondan bu istekte bulunduklarından onlara karşı yumuşadı, acıdı ve onlara dua etti. Derim ki: Onun bu açıklamalarına şu iki yerde itiraz olunur: 1- Onun söylediği bu çerçeveye kendisinin zikretmediği başkaları da girer. Çünkü o buradaki olumsuz ifadeyi İslam dini üzere olmayan kimselere hasretmiştir. Oysa hadisin zahirinden anlaşıldığına göre, dinin amelleri bakımından ameli salih olmayan kimseler de bu nefyin (olumsuz ifadenin) kapsamına girmektedir. Çünkü hadiste veli oluşu "salih müminler" ile kayıtlamış bulunmaktadır. 2- Katirin akrabalık bağını gözetmenin, küfürden döneceğinden ümit kesilmesi yahut onun sulbünden Müslüman bir kimsenin çıkacağının ümit edilmesi şartı ile kayıtlanması gerekir. Onun delilolarak gösterdiği hususta görüldüğü gibi, o da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Kureyş'e bolluk verilmesi için dua etmesi halidir. Buna da buna yakın bir gerekçe göstermiştir. O halde katir olan akrabasını gözetmek ruhsatını kullanmak isteyen kimsenin, bu kabilden bir maksadının da olması gerekir. Dini kabul etmiş olmakla birlikte, -mesela amellerde kusuru bulunan kimse ise- bu konuda katir ile ortak değildir. Nitekim el-Mişkat Şerhi'nde şu ifadeler yer almaktadır: Yani ben hiç kimseyi akrabalık sebebiyle veli edinmem. Ben ancak yüce Allah'ı onun kulları üzerindeki yerine getirmesi gereken hakkı sebebiyle seviyorum. Salih müminleri de yüce Allah için seviyorum. Kimi veli edinirsem ben imanı ve salih olması sebebiyle veli edinirim. Bu kişi ister akraba olsun, ister olmasın, ama akrabalığı olan kimselerin de sıla-i rahim haklarına bu sebeple riayet ederim. Bu, oldukça güzel bir açıklamadır

Urdu

ہم سے عمرو بن عباس نے بیان کیا، انہوں نے کہا مجھ سے محمد بن جعفر نے بیان کیا، انہوں نے کہا ہم سے شعبہ نے بیان کیا، ان سے اسماعیل بن ابی خالد نے بیان کیا، ان سے قیس بن ابی حازم نے بیان کیا، ان سے عمرو بن العاص رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ میں نے نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم سے سنا کہ فلاں کی اولاد ( یعنی ابوسفیان بن حکم بن عاص یا ابولہب کی اولاد ) یہ عمرو بن عباس نے کہا کہ محمد بن جعفر کی کتاب میں اس وہم پر سفید جگہ خالی تھی ( یعنی تحریر نہ تھی ) میرے عزیز نہیں ہیں ( گو ان سے نسبی رشتہ ہے ) میرا ولی تو اللہ ہے اور میرے عزیز تو ولی ہیں جو مسلمانوں میں نیک اور پرہیزگار ہیں ( گو ان سے نسبی رشتہ بھی نہ ہو ) ۔ عنبسہ بن عبدالواحد نے بیان بن بشر سے، انہوں نے قیس سے، انہوں نے عمرو بن العاص سے اتنا بڑھایا ہے کہ میں نے نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم سے سنا، آپ نے فرمایا البتہ ان سے میرا رشتہ ناطہٰ ہے اگر وہ تر رکھیں گے تو میں بھی تر رکھوں گا یعنی وہ ناطہٰ جوڑیں گے تو میں بھی جوڑوں گا۔