Arabic

حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ صَالِحٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ ـ هُوَ ابْنُ سَلاَّمٍ ـ عَنْ يَحْيَى، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، أَنَّ ثَابِتَ بْنَ الضَّحَّاكِ، أَخْبَرَهُ أَنَّهُ، بَايَعَ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم تَحْتَ الشَّجَرَةِ‏.‏
حدثنا اسحاق، حدثنا يحيى بن صالح، قال حدثنا معاوية هو ابن سلام عن يحيى، عن ابي قلابة، ان ثابت بن الضحاك، اخبره انه، بايع النبي صلى الله عليه وسلم تحت الشجرة

Bengali

আবূ ক্বিলাবাহ (রহ.) হতে বর্ণিত যে, সাবিত ইবনু দাহ্হাক (রাঃ) তাকে খবর দিয়েছেন, তিনি গাছের তলায় নবী সাল্লাল্লাহু ‘আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর নিকট বাই‘আত করেছেন। [১৩৬৩; মুসলিম ১/৪৭, হাঃ ১১০] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩৮৫৬, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)

English

Narrated Abu Qilaba:that Thabit bin Ad-Dahhak had informed him that he was one of those who had given the Pledge of allegiance (of Al-Hudaibiya) beneath the Tree

Indonesian

Russian

Сообщается от Абу Кылябы, что Сабит ибн ад-Даххак сообщил ему, что он был одним из тех, кто давал клятву под деревом

Tamil

“அந்த மரத்தின் கீழ் நான் நபி (ஸல்) அவர்களிடம் (பைஅத்துர் ரிள்வான்) உறுதிப் பிரமாணம் செய்து கொடுத்தேன்” என்று ஸாபித் பின் அள்ளஹ்ஹாக் (ரலி) அவர்கள் கூறுகிறார்கள். இதை அபூகிலாபா அப்துல்லாஹ் பின் ஸைத் (ரஹ்) அவர்கள் அறிவிக்கிறார்கள். அத்தியாயம் :

Turkish

Ebu Kılabe'den rivayete göre "Sabit b. ed-Dahhak, kendisine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ağacın altında bey'at ettiğini haber vermiştir." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Sonra dağılırdık da duvarların, altlarına sığınacağım iz gölgeleri olmazdL" Bu hadis Cuma namazı zevalden .önce dahi kılınsa yerini bulur diyenler tarafından delil gösterilmiştir. Çünkü güneşin zevale ermesinden sonra gölgeler de ortaya çıkar. Ancak buna şöyle cevap verilmiştir: Buradaki olumsuz ifade mutlak olarak gölgenin bulunmadığı ile alakalı değil, altında gölgelenilecek gölgenin var olmadığını ifade etmekten ibarettir. Altında barınılacak kadar bir gölge, yaz ve kış mevsimlerine göre değişebilen bir sürenin zevalden sonra geçmesi ile mümkündür. Bu meseleye dair geniş açıklamalar ve bu husustaki görüş ayrılıkları Cuma namazı bölümünde nakledilmiş bulunmaktadır. "Ne mutlu sana! Nebi sallallilhu aleyhi ve sellem'in sohbetinde bulundun." Tabiı olan zat Resulullah sallallilhu aleyhi ve sellem'in sohbetinde bulunmaya imrendiğini ifade etmektedir. Elbetteki bu husus imrenilecek özelliklerdendir. Fakat sahabe cevabında tevazu yolunu seçmiştir. "Tuba (tercümede: ne mutlu)" esasında cennetteki bir ağacın adıdır. Buna dair açıklamalar Bed'u'l-halk bölümünde cennetin nitelikleri sözkonusu edilirken geçmiş bulunmaktadır. Bu kelimemutlak olarak kullanıldığı takdirde hayır, cennet ya da temenni edilen en ileri şey kastedilebilir. Bu lafzın "yaşantınız tayyib olsun" anlamındaki "tab e ayşuküm"deki "et-tayyib"den geldiği de söylenmiştir. "Ondan sonra neler yaptığımızı bilmezsin." O bu sözleriyle meydana gelen savaş ve diğer hususlara işaret etmektedir. Bunların gailesinden korktuğunu ifade etmiştir. Bu da onun kemal derecesindeki faziletinden dolayı söylediği bir sözdür

Urdu

ہم سے اسحاق نے بیان کیا ‘ کہا ہم سے یحییٰ بن صالح نے بیان کیا ‘ کہا ہم سے معاویہ نے بیان کیا ‘ وہ سلام کے بیٹے ہیں ‘ ان سے یحییٰ نے ‘ ان سے ابوقلابہ نے اور انہیں ثابت بن ضحاک رضی اللہ عنہ نے خبر دی کہ انہوں نے نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم سے درخت کے نیچے بیعت کی تھی۔