Arabic

حَدَّثَنِي زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَخْبَرَنَا أَبُو بِشْرٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ـ رضى الله عنهما ـ قَالَ هُمْ أَهْلُ الْكِتَابِ، جَزَّءُوهُ أَجْزَاءً، فَآمَنُوا بِبَعْضِهِ وَكَفَرُوا بِبَعْضِهِ‏.‏ ‏{‏يَعْنِي قَوْلَ اللَّهِ تَعَالَى ‏{‏الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ ‏}‏
حدثني زياد بن ايوب، حدثنا هشيم، اخبرنا ابو بشر، عن سعيد بن جبير، عن ابن عباس رضى الله عنهما قال هم اهل الكتاب، جزءوه اجزاء، فامنوا ببعضه وكفروا ببعضه. {يعني قول الله تعالى {الذين جعلوا القران عضين}

Bengali

ইবনু ‘আব্বাস (রাঃ) হতে বর্ণিত, তিনি বলেন, এরাই তো সেই আহলে কিতাব যারা ভাগাভাগি করে ফেলেছে, কোন কোন বিষয়ের উপর ঈমান এনেছে আর কোন কোন বিষয়কে অস্বীকার করেছে। রাবী আল্লাহর এ বাণী বুঝাতে চেয়েছেন-‘‘যারা কুরআনকে খন্ড খন্ড করেছে’’ (সূরাহ আল-হিজরঃ ৯১) (৪৭০৫, ৪৭০৬) (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩৬৫৪, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)

English

Narrated Ibn `Abbas:They, the people of the Scriptures, divided this Scripture into parts, believing in some portions of it and disbelieving the others. (See 15:)

Indonesian

Telah menceritakan kepadaku [Ziyad bin Ayyub] telah menceritakan kepada kami [Husyaim] telah mengabarkan kepada kami [Abu Bisyir] dari [Sa'id bin Jubair] dari [Ibnu 'Abbas] radliallahu 'anhuma, ia berkata; "Mereka adalah Ahlul Kitab yang telah memilah-milih (aturan Allah). Sebagian mereka mengimani sebagian dan sebagian lagi mereka mengingkarinya." Ini adalah maksud firman Allah "(yaitu) orang-orang yang telah menjadikan al Qur'an terbagi-bagi." QS Al Hijr;

Russian

Сообщается, что Ибн ‘Аббас, да будет доволен Аллах им и его отцом, сказал, объясняя аят «Которые поделили Коран на части» (сура «аль-Хиджр», аят 91): «Это обладатели Писания, они разделили его на части, уверовали в одну часть и не уверовали в другую»

Tamil

இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: அந்த வேதக்காரர்கள் (எத்தகையவர்கள் எனில், குர்ஆன் எனும்) அதனைப் பல பகுதிகளாகப் பிரித்துக்கொண்டார்கள். அதில் சிலவற்றை நம்பி ஏற்று, சிலவற்றை ஏற்க மறுத்துவிட்டார்கள். அத்தியாயம் :

Turkish

İbn Abbas r.a. dedi ki: "Onlar kitap ehlidirler. Onu kısımlara ayırdılar. Bir bölümüne iman ettiler, diğer bazısını inkar edip kafir oldular." Bu Hadis 4705 ve 4706 numara ile gelecektir. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'ye gelişinden sonra Yahudilerin yanına gelmeleri" Ebu Said "Şerefu'I-Mustafa" adlı eserinde Said b. Cubeyr yoluyla şunu rivayet etmektedir: Yahudilerin başı olan Meymun b. Yamın, Resuluilah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelerek dedi ki: Ey Allah'ın Resulü! Onlara bir haber gönder ve beni de hakem tayin et. Onlar (anlaşmazlık konularında) bana başvururlar. O da onu içeriye yerleştirdi. Sonra Yahudilere haber gönderdi. Onun yanına gelerek onunla konuştular. Allah Resulü onlara: Benimle sizin aranızda hakemlik yapacak bir adam seçiniz, diye buyurdu. Onlar: Biz Meymun b. Yamın'in hakemliğine razıylZ, dediler. Allah Resulü: Yanlarına çık diye buyurdu. Meymun: Şehadet ederim ki o Allah'ın Resulüdür, dedi. Fakat onu tasdik etmeyi kabul etmediler. İbn İshak'ın zikrettiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'ye geldikten sonra Yahudilerle bir barış antlaşması yaptı. Onlar ona tabi olmayı kabul etmediler. Bu sebeple onlarla arasında bir kitap yazdı (bir antlaşma belgesi düzenledi.) Yahudiler Kaynuka, Nadir ve Kureyza olmak üzere üç kabile idiler. Üçü de biri diğerinden sonra ahitlerini bozdular. Kaynuka oğullarını karşılıksız serbest bıraktı, Nadir oğullarını sürgüne gönderdi, Kureyza oğullarını da kökten imha etti. Yüce Allah'ın izniyle biraz sonra bütün bunlara dair etraflı açıklamalar gelecektir. "Yahudilerden on kişi bana iman etse, Yahudilerin hepsi bana iman edecektir." el-İsmaill'nin rivayetinde: "Müslüman olmadık Yahudi kalmaz" şeklindedir. Ebu Said de "Şerefu'I-Mustafa" adlı eserinde bunu böylece rivayet etmiş ve sonunda şunları eklemiştir: "Ka'b dedi ki: Bunlar yüce Allah'ın Maide suresinde sözünü ettiği kimselerdir." Buna göre kastedilen, belirli özel on kişidir. Çünkü ona (Yahudilerden) on kişiden fazla iman etmiş idi. Göründüğükadarıyla bunlar, o dönemde Yahudiler arasında başkanlık konumunda idiler. Onların dışında olanlar da onlara tabi kimseler idi. Fakat bunlar arasından ancak pek az kimse Müslüman olmuştur. Abdullah b. Selam gibi. O da Nebi s.a.v.'in Medine'ye gelişi sırasında Yahudiler arasında başkanlığı ile ünlü kimselerden idi. Nadir oğullarından Ebu Yasir b. Ahtab, onun kardeşi Huyey b. Ahtab, Ka'b b. el-Eşref ile Rafi' b. Ebi'l-Hukayk da bulunmaktadır. Kaynuka oğullarından Abdullah b. Huneyf, Finhas ve Rifaa b. Zeyd'dir. Kureyza oğullarından ise Zubeyr b. Batıya, Ka'b b. Esed ve Şemuvil b. Zeyd'dir. Bunlardan hiçbirisinin Müslüman olduğu sabit değildir. Bunların her birisi Yahudiler arasında bir başkan idi. Eğer bu başkan Müslüman olmuş olsaydı, Yahudilerden bir topluluk onlara uyardı. Muhtemelen kastedilen de budur

Urdu

مجھ سے زیاد بن ایوب نے بیان کیا کہا، ہم سے ہشیم نے بیان کیا کہا، ہم کو ابوبشر (جابر بن ابی وحشیہ) نے خبر دی، انہیں سعید بن جبیر نے اور ان سے ابن عباس رضی اللہ عنہما نے کہا کہ وہ اہل کتاب ہی تو ہیں جنہوں نے آسمانی کتاب کو ٹکڑے ٹکڑے کر ڈالا، بعض باتوں پر ایمان لائے اور بعض باتوں کا انکار کیا۔